SON DAKİKA

Bizim gezegenimiz bizim sağlığımız

Dünya'da bütün bireylerin, bütün toplumların sağlığını ve gezegenimizin geleceğini tehdit eden her türlü ihmal ve politikalar ivedilikle terkedilmelidir.

Gerek bireysel sağlığımızı gerekse gezegenimizi tehdit eden mevcut sorunların neler olduğunun bilimsel verilerle yaklaşık oranda tespit edildiğini, bu sorunlara yönelik birtakım önlemleri içeren politikalar oluşturulduğunu biliyoruz. Ancak var olan sorunlara yeterince eğilindiğinden, çözümleri uygulamak için yeterince çaba harcandığından, yeterli ve gerekli kuralların uyguladığından emin değiliz. 

Dünya Sağlık Örgütü 2023 yılında Sağlık Haftasını 7 Nisan tarihinde “Bizim Gezegenimiz Bizim Sağlığımız” sloganı ile kutladı.

Dünya’daki her ülkenin ve ülkemizin bireysel sağlık ve gezegen sağlığını tehdit eden unsurları ortadan kaldıracak daha kesin ve uygulanabilir politikalar uygulamasının zamanı gelmiştir. Gelecek için ders çıkaracak kadar veri elimizde vardır. Sorunlara ve çözümlere, birey sağlığı, toplum sağlığı ve gezegenimizi korumak zorunda olan bütün yöneticilerin ontolojik yaklaşımlar getirmek zorunda kaldığı bir dönemde yaşıyoruz. 

Bu yazıyı buraya kadar yaklaşık 1 dakikada okudunuz. Bu 1 dakika içinde 170 bebek doğdu ve 140 birey öldü. Ölenlerin yaşlarına baktığımızda yaşlı ölümlerinin çok az olduğunu, bebek, çocuk ve genç ölümlerinin daha fazla olduğunu ve bu ölümlerin normal olmadığını hepimiz yaşam deneyimlerimizden biliyoruz. Neden daha çok bebek ve çocuk ölüyor? Neden daha çok genç ve orta yaşlı ölüyor? Hepimiz biliyoruz ki; bunların sebebi, birey sağlığı, toplum sağlığı, halk sağlığı ve gezegen sağlığı yeterince korunmuyor. Sorunlar köklü çözümlerle çözümlenmiyor. Çözüyormuş gibi davranılıyor. Köklü çözümlerin ontolojik yaklaşımla sorunları ve sorunların kaynağını tespit etme, bilimsel ve stratejik çözüm yöntemleri geliştirme, çözümleri ilkeli ve kararlı uygulamak gerektiğini her bireyin, her toplumun, her devletin doğrudan sorumluluğundadır. Sorumluluğunu ihmal eden, önemsemeyen ve çözümün bir parçası olmayan bütün devletlere, toplumlara ve bireylere akıllı güç ve yaptırım uygulamak da sorun çözmenin bir parçası olmalıdır. Bu yaptırımlar da gerçek anlamda caydırıcı olmalıdır. 

İklim, çevre, toprak, hava ve su sağlığının korunması gezegenimizin geleceğinin teminatıdır. Bilimsel ve teknolojik bütün gelişmelerin keşfinden birey bazına kullanıma ve kullanım sonrası atık yönetimlerinin yapıldığı bütün süreç gezegenimizin geleceğini doğrudan etkilemektedir. Bu etkinin çözüm mü tehdit mi olacağına karar verecek devletlere, bilinçli ve farkındalığı yüksek bireyler olarak etki yapmak da bireylerin sorumluluğundadır. 

Elbette her şey bu kadar kötü değil. Sağlık kaybedildikten sonra geri kazanmaya yönelik birçok gelişme de kaydedildi.

Kaliforniya Üniversitesi organ naklinde büyük bir adım attı. Dolaşım sistemiyle uyumlu, kanı güvenli taşıyabilecek yapay damarlar üreterek, aynı yöntemle organ üretilebileceğinin kapısını araladı.

Bristol Üniversitesi nadir kan grupları için kırmızı kan üretmenin etkin bir yolunu buldu. Nadir kan grubundaki bireyler için yeterli kan bulunduramayan kan bankaları için kaynak oluşturdu.

Çinli bilim insanları, bilinen yöntemlerle 5-20 dakika arasında kan grubu tespit edilebiliyorken 30 saniyede kan grubunu tespit eden kağıt üretti. 

İtalyan Teknoloji Enstitüsü görüntüyü oluşturan fotonları elektrik sinyaline çevirerek retina dokusunu taklit eden protez ile körlüğe çözüm getirdi. 

Amerikalı bilim insanları Maneb ve Paraquat adındaki tarım ilaçlarının insanlarda Parkinson hastalığına neden olduğunu tespit ettiler. 

Amerikalı bilim insanları yüksek ozon oranının çocuklarda astıma neden olduğunu, İsviçreli bilim insanları 21’nci kromozomdaki bir mutasyonun doğuştan sağırlığa neden olduğunu, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde kullanılan Lisinopril adlı ilacın migren ağrılarını önlediğini buldular. 

Ancak öncelikli hedefin birey sağlığının kaybedilmesine neden olan unsurların ortadan kalkmasını sağlayacak kurallar, politikalar, stratejiler, keşifler, uygulamalar olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.