SON DAKİKA

Bize artısı eksisi ne olacak? - 1

Sevgili okuyucularım, geçen hafta yazımda değinmiş olduğum ve dijital çağda değişen pazarlama dünyasını bu yazımda ele almaya çalışacağım. Bu dünyanın temel üç tane yapı taşı vardır.

İşletmeler, onların hedef kitleleri olarak ifade ettiğimiz müşterileri ve aralarında köprü vazifesi gören pazarlama. Bu yapı taşları hangi çağda olursak olalım değişmedi aslında. 

Biliyor musunuz? Yük gemilerinin limanlara yanaştığı M.S.1.Y.Y.’da da ürünleri için insanları kendine çekmeye çalışan işletmeler ürünlerinin ne olduğunu yerlere resmeder ve reklam panosu kullanırlarmış. Nerede mi? Şu an ki Efes Müzesi olarak bildiğimiz bölgede. Amaç mı? Günümüz ifadesi ile; dikkat çekmek, görenler görmeyenlere aktarsın ve işletme günün sonunda “para” kazansın diye. 

Ne mi değişti? Amaçlar hariç herkes için yöntemler değişti. Yöntemleri değişikliğe sürükleyen ve hızlandıran ise, belki klişe ifade kullanıyor gibi olacağım, internet ve teknolojinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşmasıdır. İlk olarak Amerika’da 70’li yıllarda yaygınlaşmaya başlayan internet ile bizler 12 Nisan 1993’de tanıştık. İnternetin kullanımının yaygınlaşmasını takiben işletmelerin bunu işletme içi işlemlerde kullandılar. Sonrasında da interneti kullanarak müşterilerine ulaşmaya çalışmaları ile dünya 1996 yılında tanıştı. Türkiye ise 1998 tarihinde ilk olarak Hepsiburada.com ile tanışmıştır. Bu yazı dizimizden sonra ele alacağım konularımızdan biri de e-ticaret yapmak isteyenlere yol haritası niteliğinde olacaktır.  

İnternet ve teknolojinin yaygınlaşarak Covid 19 Pandemisi’nde kullanımının artışını hepimizin çok yakından deneyimlediği bir dönem geçirdik. İster doğal yollardan ister laboratuvar koşullarında ortaya çıkmış olsun, toplam 330 mililitrelik kutudan az miktarda virüs dünya üzerinde iş yapma şekillerinden tüketim alışkanlıklarına kadar tüm yöntemlerde değişikliklere yol açtı. Peki bu değişiklik kötü mü oldu? Bunun net cevabını yöntemi kullananlar verecekler. Yani işletmemiz için kullanıyorsak BİZ, tüketimimiz için kullanıyorsak yine BİZ.

Hadi gelin tüm taraflarıyla değerlendirmeye başlayalım…

Biliyor musunuz? Artık yoğunlaşan iletişim olanakları sayesinde insanlar duydukları, gördükleri, deneyimledikleri her şeyi birbirlerine gayet yalın bir şekilde aktarıyorlar. Peki bunun için neye ihtiyaçları var? İnternet bağlantısı ve bu aktarımı sağlayabilecekleri bir cihaz, çoğunlukla elden düşürülmeyen akıllı telefonlar. Elbette bir de pazarlama faaliyetleri ile müşterilerini ikna etme çabası içerisinde olan işletmeler. 

İnsanlar arasındaki bilgi aktarımına ilişkin TUİK istatistiklerine baktığımızda; Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması, 2021 raporuna göre internet kullanım yaşının 16-74 yaş aralığına genişlediğini ve 2021 yılında %82,6 olan internet kullanımının 2022 yılında %85’e ulaştığı ifade edilmektedir. 2023 verileri daha açıklanmadığı için yazamıyorum; ancak %87 civarlarında olabileceğini ön görebiliriz. Ayrıca yine insanların %97’si tüketim davranışına yönelmeden önce diğer insanların aktardıkları yorumları okumaktadırlar. 

Diyebilirsiniz ki bu istatistiklerin bize tüketim perspektifinden baktığımızda artısı eksisi ne olacak ki?

Bu oranlar bizlerin artık ne kadar kolay bir şekilde hızlıca bilgiye ulaşabildiğimizi; ulaştığımız her bilgiyi karşılaştırmalı olarak değerlendirme imkanına sahip olduğumuzu; birbirimizi sınırların engel olamadığı platformlarda nasıl da etkileyebildiğini göstermektedir.

Yazımın başlarında yöntemlerin değiştiğinden ama amaçların değişmediğinden bahsetmiştim.

Evet, çünkü biz tüketiciler hala ihtiyaç ve isteklerimiz için arayış içerisindeyiz. Hala işletmelerin bizleri ürün ve hizmetleri ile ilgili bilgilendirmelerini bekliyoruz. Ama bu bilgilerin doğruluğunu test edebilme imkanımızın olduğunu da biliyoruz. Yani artık işletmeler karşısında daha güçlüyüz. Oyunu yanlış oynayan bu şeffaf ortamda kaybeder. 

Ancak elbette yine de hepimizin bildiği gibi internet dünyasında paylaşılan her bilgiye temkinli yanaşmalıyız. Bu bilgiler işletmelerin kendi bilgileri haricinde ürün ve hizmetleri kullanan gerçek müşteriler tarafından paylaşılmış bilgiler olabileceği gibi, işletme rakipleri tarafından istihdam edilen ajan ya da gizli müşteri olarak ifade ettiğimiz kişilerin dezenformasyonları da olabilir. 

Peki ne yapmalıyız? Sizlere bu konuda e-ticaret derslerinde verdiğim tavsiyemi naçizane vermek isterim; Sosyal kanıt olarak ifade edilen müşteri yorumlarına karşılık işletmelerin verdikleri cevaplara dikkat etmeniz ve mümkünse yorumlardan görseller içerenlere daha çok güvenmenizdir.  

Her zaman ifade ettiğim bir konu vardır; insanoğlunun olduğu her yerde yanılgılara kapı açıktır. Her sektörde de bu yanılgılara sebep olacak uygulamalar ile de karşılaşabiliriz. Hatta öyle ki bu durum pazarlama literatürüne “Tüketici Manipülasyonu” adıyla girmiştir. 

İşletmelerin dijital pazarlama uygulamaları ile müşterilerine ulaşmalarında tüketicilerinin aleyhine daha rahat uygulayabildikleri manipülasyon kozlarına dikkat edilmesi gerekir. Pazarlama dünyası bir okyanus ve burada ele alabileceğimiz konuların sınırı yok. 

Sizlere “Dijital Perspektifte Tüketici Manipülasyonu Değerlendirmeleri” kitabımda ifade ettiğim şekilde söylemem gerekirse “Tüketici manipülasyonu, belirli bir ürün veya hizmetin satın alınmasını teşvik etmek için tüketici davranışlarını etkilemek amacıyla kullanılan bir pazarlama stratejisidir”. 

Görüyorsunuz ki dijital dünya bizlere tüketici olma yolunda birçok artıları beraberinde getirirken, eksileri de peşi sıra getirmektedir. Ne de olsa hayat bir şekilde denge istiyor.

Evet sevgili okuyucularım, dijital pazarlama dünyasında işletmelerin avantaj ve dezavantaj elde edeceği hususlara değineceğim bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle.