SON DAKİKA

Biri bitmeden diğeri başlıyor

Yaşanan deprem felaketinin acısı henüz çok taze… Yaralarımızı sarmamız için ise önümüzde çok uzun bir süreç olduğu aşikâr ancak bir felaket bitmeden diğerinin başlaması ve önlem almak veya müdahale etmek konusunda eksik ve yetersiz kalışımız nedeniyle her bir afet bizleri büyük ölçüde etkiliyor.

Depremin etkilediği ve büyük yıkım yaşayan şehirler Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde can kayıplarımız var ve artmaya devam ediyor. Deprem kadar yıkıcı bir afet olmasa da neden her afette can kaybımız oluyor ve neden önlem alıp önüne geçebileceğimiz doğa olayları sebebiyle canlarımızı kaybediyoruz? Vefat edenler arasında konteynerde kalan bir depremzede de var. Her türlü felaketi yaşayıp bu şekilde can vermek bu insanlara reva mı?

Yıkılan binaların çoğundan kum, deniz kabuğu çıkması, binalarda yetersiz malzeme kullanılmış olması veya kolonların kesilmiş olması bu büyük felaketin en büyük nedeniydi. Peki, ülkemizin çoğu bölgesinde her şiddetli yağışta benzer manzaraların görülmesinin nedeni nedir? Geçen sene Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde görmüştük ki mühendislerin dinlenmemesi ve sulak arazilerde yapılaşmaya izin verilmesi büyük bir yıkıma neden oldu.

Hayatımızın her alanında, can güvenliğimizi etkileyen her konuda görüyoruz ki bilimi göz ardı edişimiz ve denetime yeteri kadar önem vermeyişimiz bizi her seferinde büyük felaketlerle karşı karşıya bırakıyor. Her türlü doğal afete yönelik gereken önlemleri alacak, doğal afetler sonrasında hızlı ve pratik bir şekilde hareket edip insanların can güvenliklerini sağlayacak ve gerçekten işinin ehli, profesyonel kişilerce yönetilecek bir kurumun eksikliği çok net bir şekilde hissediliyor. 

Atatürk’ün; “Her işin esas hedefine kısa ve kestirme yoldan varmak arzu edilmekle beraber yolun kabul edilebilir; mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır.” Sözü aslında ne şekilde ilerlememiz gerektiğini gösteriyor.

Ülkemizi bilime dayalı bir şekilde inşa etmeli ve kolaycı bir şekilde kar elde etmeye çalışanları engellemeliyiz. Aksi takdirde her afet bir felakete dönüşecek ve hiç kimse tam olarak can güvenliği olduğundan bahsedemeyecek. 

Adıyaman’da yaşanan sel felaketiyle ilgili bir ihmal var ise de umuyorum ki sorumlular cezalandırılır. Eğer yoksa da bir daha aynı felaketin yaşanmaması için gereken önlemler ne ise umarım artık buna yönelik çalışmalar yapılır da o bölgedeki insanlar daha fazla felakete maruz kalmaz.