Her bir bölüm birbirinden ilginç, her bir sayfası muazzam ufuk açıcıydı. Kitabı bu kadar geç okuduğum içinde açıkçası çok hayıflandım.

“Herkes kendi talihinin mimarıdır” 

İlber Ortaylı küçük büyük herkesin yararlanabileceği, bilge şahsiyetinden ve   hayat deneyiminden süzdüğü tavsiyelerden oluşan eseri ile adeta herkese             bir hayat dersi veriyor. Çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında       ihtiyaç duyacağı çözümleri nasıl bulabileceğini örneklerle anlatıyor. Hocamız “Herkes kendi talihinin mimarıdır” sözünün yola çıkarak kişinin kendi yolunu çizmesinin ne anlama geldiğini tüm kritik noktalarıyla anlatıyor. İlber Ortaylı kişilere cesur olmayı ve böylece kendilerini rahat hissettikleri alanın dışında pencereler açabileceklerini söylüyor. Hocamız, “Ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım” diyor. Ve bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır diye de ekliyor.

Sürpriz listeler

Bir ömrü hakkıyla yaşamak gerçekten birbirinden ilginç bölümlerden oluşuyor. Mesela “İnsan hayatı kaç dönemden oluşur ve her bir dönemde neleri tecrübe etmek gerekir? İnsan kimden, ne öğrenebilir? Kendi kendini yetiştirmek nasıl mümkün olur? Bir dil en iyi nasıl öğrenilir? En iyi nasıl seyahat edilir; bir şehir nasıl dolaşılır? Hangi müze, hangi meydan, hangi sokakları görmek için dünyanın bir ucundan diğer ucuna gidilir? Ve tabii hocamızın verdiği gezilecek şehirler, okunacak kitaplar, seyredilecek filmler listeleri de sayfaları çevirdikçe karşımıza çıkan sürprizler.

Bir “rönesans” insanı

Ben İlber Ortaylı’yı tarihçi olarak biliyorum. Fakat hocamız bir “Rönesans” insanıymış. Yani her konuda oldukça yetkin bir kişi. Bu tarz insanların sayısı inanın dünyada bile son derece azdır. Evet hocanın dil bilgisi, tarih bilgisi muazzam. Her zaman bu bilginin karşısında saygıyla eğilirim. Ama hocamızın edebiyattaki yetkinliği, film konusundaki donanımı olağanüstü. Okurken hayranlığım kat kat arttı. Hatta onun da benim gibi sıkı bir Tolstoy hayranı olması ve Polonya Sineması’nın dâhilerinden Kryzysztof Kieslowski’yi sevmesi beni çok mutlu etti. Yine Polonya Sineması’nın efsane isimlerinden Stavan Szabo ile dostluğu satırların arasında kaybolmama sebep oldu.

Okuyun, hayatınız değişsin

Bazı kitaplar vardır, insanın hayatını değiştirir, önünde farklı ufuklar açar.            İşte Yenal Bilgici’nin İlber Ortaylı ile yapmış olduğu nehir söyleşi kitabı “Bir Ömür Nasıl Yaşanır? benim için bu kitaplardan biri oldu. İnsan hayattaki          anlam arayışına, bu arayışın tadını nasıl çıkaracağına ve süreç boyunca karşılaşacağı zorluklarla nasıl baş etmesi gerektiğine dair çok özel bir kitap. Herkesin ilk fırsatta alıp, okumasını öneririm. İnanın kitap bittiğinde siz                     eski siz olmayacaksınız.