SON DAKİKA

Batan bankanın malları

Hatırlarsınız bir zamanlar tezgahtarlar satış yaparken "Batan Geminin Malları" diye bağırırlardı. Bir nevi kaliteli malı ucuza satıyorum diye anons ediyorlardı.

Benim de aklıma ABD’deki bankaların birbiri ardına batmasından sonra acaba kim bu işin sonunda kazanan olacak? Sorusu geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de teknolojinin göbeğinde böyle bir olayı yaşamak, insanlara pek şaşırtıcı geliyor. Oysa para bu. Finikelilerden bu yana insanların ahlakını bozmuş. Bu iş tabii ki birilerinin işine yarayacak birilerini batıracak ve hüznüne sevk ettirecek. 

Banka işlerini düzenleyici makamlar tarafından üç gün içinde iki bankaya beklenmedik bir şekilde el konulması, daha geniş bir mali krize ilişkin korkuları yoğunlaştırdı ve ABD Başkanı Joe Biden'ın Amerikalılara bankacılık sisteminin dirençli olduğuna dair güvence vermesine rağmen iki düzineden fazla bankanın hisseleri serbest düşüşe girdi.

Her şey ürkütücü bir şekilde 15 yıl önce konut balonunun patlamasıyla başlayan mali çöküşü anımsatıyor. Yine de bu seferki ilk hız daha da hızlı görünüyor. O zaman dünya için de yıkım olmuştu. Biliyorsunuz Dünya Benjaminin etrafında dönüyor. Yani dolar rezerv para olunca tüm dünyayı etkiliyor. Acaba bu banka batırmalar başka bir paranın habercisi mi? Ya da Dünyayı kana bulamak için önemli yerlerde bombanın pimini tutan ABD’ye birileri tarafından yapılan “dur be kardeşim” operasyonu mu. Biliyorsunuz Ruslar ile Ukrayna arasında yaşananlar, Tayvan ile Çin, Yunanistan ile Türkiye Ermenistan ile Azerbaycan İran ile İsrail arasında da yaşanabilir ve hepsinin içinde kuklaları oynatan birileri var. 

Gelelim bizim banka hikayesine. Üç gün içinde ABD, merkezi Santa Clara, California'da bulunan Silicon Valley Bank'a yapılan bir banka operasyonu sonrasında iki finans kuruluşuna el koydu. Bu, Washington Mutual'ın 2008'de iflas etmesinden bu yana en büyük banka iflasıydı.

Bu yüzyılın yazılımcılar ve teknoloji şirketleriyle koşacağını sanırken Silikon Vadisi Bankası Neden Başarısız Oldu? Silikon Vadisi Bankası, son aylarda teknoloji şirketleri için zorlu bir yatırımdan zaten sert bir şekilde etkilenmişti ve Federal Rezerv'in enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırmaya yönelik agresif planı, sorunlarını artırdı. Silikon Vadisi'nin yeni başlayan teknoloji müşterilerinin ve risk sermayedarlarının birçoğunun bankada 250.000 dolardan çok daha fazlası vardı. Sonuç olarak, Silikon Vadisi'ndeki mevduatların %90 kadarı sigortasızdı. Hükümetin hepsini durdurma kararı olmasaydı, birçok şirket maaş bordrosunu karşılamak, faturaları ödemek ve ışıkları açık tutmak için gereken fonları kaybederdi.

Pekiyi Bankalar nasıl bu kadar büyük kayıplara uğradı? İronik bir şekilde, gerçekleşmemiş 620 milyar dolarlık zararın büyük bir kısmı, Federal Rezerv'in geçen yılki kendi faiz oranı politikalarına bağlanabilir. Ekonomiyi soğutma ve enflasyonu düşürme mücadelesinde Fed, gösterge faiz oranını neredeyse sıfırdan yaklaşık %4,6'ya yükseltti. Bu, geçen haftanın sonuna kadar %5'in üzerinde olan özellikle iki yıllık Hazine tahvilleri olmak üzere bir dizi devlet tahvilinin getirisini veya ödenen faizi dolaylı olarak yükseltti. Daha yüksek faiz oranlarıyla yeni tahviller geldiğinde, satılmaları gerekiyorsa, daha düşük getirili mevcut tahvilleri çok daha az değerli hale getirir. Bankalar, Silikon Vadisi'nin yapmak zorunda kaldığı varlıkları satana kadar bu tür zararları defterlerinde kabul etmek zorunda değiller.

Bu olayların küresel piyasalarda yarattığı panik rüzgarı, merkez bankalarının yüksek enflasyonu ortadan kaldırmak için on yıllardır en yüksek hızda faiz artırımları yaparken izlemeye çalıştıkları hassas yolun altını çiziyor.

Merkez bankalarının geçen yılki hızlı oran artışları, enflasyonu düşürmeyi amaçladığı için sadece borçlanma ve ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturmadı, aynı zamanda ticari bankaların elinde bulundurduğu tahvil portföylerinin değerini de düşürdü, bu da bazı borç verenler için zehirli bir kombinasyon oldu.

Gelelim sonuç bölümüne. Türkiye açısından nasıl bir sorun olabilir. Belki, bankaların çok düşük faizlerle Hazine kâğıtları almaya zorlanmış olmaları sorun oluşturabilir. Ya faizler yükselmeye başlarsa ve bu alınan kâğıtların değeri hızla düşerse bu kâğıtları ellerinde tutan bankaların akıbeti de SVB gibi olabilir mi? 

Şu faiz işiyle oynamamak lazım. Adamı rezil de ediyor vezir de... Umarım ülkemizin başına bu tip felaketler gelmez. Zaten doğal felaketlerden çok bezdik.