SON DAKİKA

Alem ne der?

Eski zamanlarda bir söz vardı. "El Alem ne der?" Bu sözü yaşı 50 civarında olan herkes kesin duymuştur.

Aslında benim için normal de yabancıların görüşü de önemli demek sayılabilir anlamı. Geçtiğimiz haftaya girerken kafamızda, yeni atanan ekonomi takımının planları nasıl olacak, ülkemize ne kazandıracak ya da kaybettirecek soruları vardı. Aslında ülkemizin enteresan durumu hem içeride hem dışarıda herkes her şey için konuşuyor ya da bir düşüncesi olup ona inandırmaya çalışıyor olması. Bugün size Türkiye ekonomisi ile ilgili yabancıların neler düşündüğünden söz etmek istiyorum. Bence yapılan Faiz artışı tam Türk usulü oldu. Ne çok ne de az artış oldu. Başlıkta görüldüğü gibi el alem ne der düşüncesiyle de hareket edildi hissi oluştu bende. 

Sürü psikolojisi, bir inanca, fikre veya trende bağlı kişi sayısının çokluğuna bağlı olarak bahsi geçen şeye olan ilginin arttığı fenomendir aslında. İllaki her kesin söylediğini yapmak zorunda değiliz. Ülkemizi çok kısa zamanda çok ileriye götürmek için var gücümüzle çalışırken kendi oyunumuzu oynamak belki daha gerekli olacaktır. 

İsterseniz gelin yabancılar bu faiz konusunda ne düşünüyor sorusunun cevaplarına bakalım. İlk olarak Commerzbank döviz analisti Tatha Ghose ne demiş ona bakalım. “Liradaki değer kaybının sadece faiz artışının beklenenden az olması ile açıklanamaz” Commerzbank tarafından gönderilen günlük değerlendirmede Dolar / TL’deki sıçramanın nedeninin daha ziyade "bilinmeyen" politika parametrelerinden "bilinen" politika parametrelerine geçiş ve yetkililerin faiz artışından sonra liranın yerel bankaların desteği olmadan kendi ayakları üzerinde durup duramayacağını kontrol etme girişimi olabileceğini belirtiyor.

Aslında Ghose hiçbir büyüklükteki faiz artışı lirayı istikrara kavuşturmaya yetmeyecek diye düşünüyor.  Tek yardımcı değişken, Cumhurbaşkanı'nın bu yeni politika rejimini başarılı olana kadar sürdürme kararlılığını tekrarlaması olacaktır" diye görüşlerini bildirdi...

Bir diğer iddia ise Reuters ajansından geldi. Merkez Bankası'nın faiz artırma kararını yetersiz bulan yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelik planlarını bir süre daha bekletebilecekleri yorumunda bulundu. Merkez Bankası kararından önce yapılan Reuters anketi de faizlerin yüzde 21'e yükseltileceği yönünde bir beklenti olduğunu ortaya koymuştu. Reuters analizinde, faiz artırımının 650 baz puanla sınırlı kalmasının, piyasalarda "Erkan'ın enflasyonla agresif biçimde mücadele için kısıtlı imkânının bulunduğu" izlenimi uyandırdığı belirtildi. 

Uluslararası yatırım şirketlerinden uzmanların görüşlerine yer verilen başka bir analizde ise, alınan faiz kararı sonrası yatırımcıların Türkiye piyasasına yönelik planlarını bir süre daha bekleterek paralarını kenarda tutmaya devam edebilecekleri görüşüne yer verildi. Edinburgh merkezli uluslararası yatırım şirketi Abrdn'nin gelişmekte olan piyasalar yatırım direktörü Viktor Szabo, "Bu işi ciddiye aldıklarını göstermelerini sağlayacak mükemmel bir fırsatı kaçırdılar" değerlendirmesinde bulundu. Szabo, "İster siyasi kısıtlamalardan olsun ister bankacılık sisteminden korkmalarından, ama bu iyi bir mesaj olmadı" ifadesini kullandı. New York merkezli küresel yatırım şirketi VanEck'in gelişmekte olan piyasalar portföy yöneticisi Eric Fine, TCMB hakkında yaptığı yorumda, "Artık daha az güvenilir görünüyorlar" dedi. Fine, "Rezervler kullanılarak kurlara yapılan müdahalelere ihtiyaç duyulmasını engelleyecek seviyeye kadar faiz artırmaları lazım. Bunu yapmadılar" diye konuştu.

İşte gördüğünüz gibi el alem ne der sözünün karşılığı biraz da böyle. Herkes ülkemizden daha farklı bir hamle bekliyordu. Bu onların kafasındaki senaryo idi. Oysa evdeki hesap başka çarşıdaki başka. 

Bu sefer Avrupa’dan bir ses, Paris merkezli Societe Generale finans şirketinin baş stratejistlerinden Marek Drimal, "Muhtemelen şu an için uzun vadeli yatırımcılar için yeterli değil. Sebebi de ekonomideki sorunların bazılarının büyüklüğü" dedi.

Ancak Drimal dâhil birçok uzman olumlu işaretler de görüyor. Küresel piyasalar Türkiye’nin bu tutumunun yeni Bakanın bilinçli hamlesi olarak görülmesi ve Türkiye’ye bu açıdan da bakılması gereklidir diyorlar. Drimal, defaatle faiz oranı konusunda kademeli hamlelerle ilerleyeceklerinin sinyalini veren Şimşek'in mesajlarını hatırlattı. Hatırlayacağınız gibi, tahmin edilebilir ve piyasa temelli ekonomi politikaları izleneceği vaadinde bulunan Şimşek, enflasyon hedefli modelin de sermaye girişini sağlayacağını iddia etmişti.

Yani biz kendi işimize bakıyoruz. “El alem ne der” demeden bir an önce ülkemizi refah düzeyine çıkarmalıyız. Ülkemize gelecek yüz milyarlarca dolardan da söz ediliyor. Bakalım yeni günler bize ne getirecek.