Farkında mısınız bilmiyorum ama Almanya ve Fransa başta olmak üzere ülkeler yavaş yavaş sömürdükleri ülkelerden özür dilemeye başladılar. Çok uzak değil bizim jenerasyon bile hatırlar. 1994 Ruanda katliamını unutmak mümkün değil. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Almanya başta olmak üzere dünya seyirci kaldı. Birleşmiş Milletler de oradan çekildi. Tutsiler öldürüldü. Soykırım oldu. Arap baharını olaylarını unutmamışınızdır eminim. Son yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta olmak üzere Afrika'daki  ülkelere insani yaklaşan bir kaç ülke sayesinde açılan su kuyuları, inşaat faaliyetleri ve Tarım teşvikleriyle kendi ekonomilerini kontrol etme imkanı kazanan Afrika ülkeleri ekonomide dijital dünyaya da zamanında ayak uydurarak yeni bir dönemi yaşayabilecek duruma gelmeye başladılar bile. 

Almanlar Namibya’dan şimdi özür dilemeye başladı. İsrail ile Filistin arasındaki şu günlerde yaşadığımız olayların benzeri gibi Almanlar da yerlileri yurtlarından sürüp o yerleşim merkezlerine kendi vatandaşlarını yerleştirdi. Ne oldu da şimdi özür diliyorlar. Bunun ekonomik yanı da şu. Almanlar diyor ki, “biz sizden özür diliyoruz ve 1 milyar 100 bin Euro tutarında bir yatırım sözü verelim. Barışalım”.  Eskiden olsa buna Namibya devleti atlardı. Ama artık dünya değişti. Gözler açıldı. Tazminat talep ediyorlar. 

Bunun aynısını Fransızlar Ruanda için yapıyor bu günlerde. Hatta Makron Ruanda Meclisinde bir konuşma da özür diledi. 

Ne oldu da bu ülkeler patır patır özür diliyor. Yılların zulmünü iki kelimede silmek istiyor. Düşünün İngilizler Aborjinlerin 100 bin çocuğuna eğitim vereceğiz diye alıp gitmeleri  ve sonra o çocuklardan bir daha haber alınmaması ne demek. 1934  yılı uzaklarda değil hatıralarımızda. 1935 uzak gelirse 2016 da göçmen çocukları Avrupa Birliği sınırları içinde neden yok oldu. 20 bin çocuk. Nerede belli değil. Amerika'nın yerlileri Kızılderililere ne oldu? Kanada’da Kamloops Kızılderili Yatılı Okulu bahçesinde üç dört gün önce 215 çocuğun cesedi bulundu. 

Kimler soykırım yaptı. Düşünsenize Dünyada yaşayan insanların yüzde 10’u neredeyse Kızılderili idi. Ya şimdi? Kim özür dileyecek kim tazminat verecek.? Bizi sıkıştırmışlar köşeye sanıyorlar. Ermeni de Ermeni deyip duruyorlar. Dünya kendine baksın. İsrail’de olan Filistin çocuklarının yok edilme olaylarının tarihte yaşadığımız bu soykırımlardan farkı var mı? 

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçları araştırmak üzere, “Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Enstitüsü” adıyla Enstitü kuruluyor. Bence işte bu dünyadaki sömürgeci ülkelerin ayağına basan, bir bir özür dilemek zorunda kalmalarını sağlayan bu atılım da etkili oldu. Ak kim kara kim belli olacak. Afrikalılara yapılan cahilleştirme projesi  sayesinde dünyanın nasıl olduğunu garipler bilmiyorlardı. Ama işte dijital dünya sayesinde artık dünyanın ne olduğunu anladılar. 

Bugüne kadar Fransız Frangından başka para bilmeyen Ruandalılar sanıyorlar ki dünya Fransa. Onca çekilen çileye rağmen dünyada Fransa’dan  başka ülke yok sanıyorlardı. 15 Afrika ülkesinin parası Fransız Merkez bankasına yatıyor ve sömürülüyordu. 500 milyar dolarlık bir para Fransız bankalarında uyuyordu. Ama artık öyle değil.  İşte 2021 Kovid 19 un da etkisiyle yeni dünya düzeninde Afrikalı ülkelerin de gözü açıldı ve ortak kendi Bankalarını kurmak için bir atılımda bulundular.

Kendi paralarını artık % 7 ile geri almaktan kurtulacaklar. Birleşmiş Milletlerin tavrı da artık değişecek. Türk Dünyası ve İslam Dünyası ile Afrika uyanıyor. Batı hakimiyeti yavaş yavaş yok olacak. Birlik içinde köle olmadan yaşayabilme fikirlerine yeni kavuşan insanlar tarihi yeniden yazacaklar. Geçmişin defterlerini yavaş yavaş açacaklar. Hala darbeler devam ediyor Afrika'da ama bitecek artık. On yıl içinde sömürgeciler büyük tazminatlar ödeyecek. 

Blockchain, kripto para, İnternet dünyayı değiştirecek. Artık Dünyada silahı aynı ülkeden alan iki kardeş grup savaşmayacak. Bundan sonra, Karşılıklı ülke itiraflarını teker teker göreceğiz. Kovid dünyanın ekonomik psikolojisini de bozdu. Bireysel bir dünyaya doğru gidiş başladı. Yapay zekanın da kullanılabilmesi ve eldeki imkanların ortak menfaate uygun olması değişimi oluşturacak. Dünya uyandı.