SON DAKİKA

ABD gitti Birleşik Krallık geldi

Dünyada birçok ticari grup var. Bunlardan biri de 11 ülkeden oluşan ticaret bloğu olan Trans-Pasifik Ortaklığı (CPTPP) Kısaca bu harflerle adlanıyor bu ortaklık.

Bana eski soğuk savaş dönemini hatırlatıyor. O dönemlerde de DDR ya da SSCB ya da ABD diye kısa harfler vardı belki hatırlarsınız. Ben yine döneyim Pasifik ötesi serbest ticaret anlaşmasına.

Birleşik Krallık, 11 ülkeden oluşan bir ticaret bloğu olan Trans-Pasifik Ortaklığı Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşmasına (CPTPP) katıldı.

CPTPP'deki ülkeler, malların büyük çoğunluğu üzerindeki alınan tarifeleri azaltmayı veya kaldırmayı ve düzenlemeler ve standartlar konusunda işbirliği yapmayı kabul ediyor.

Bu anlaşmanın Birleşik Krallık GSYİH'sini 10 yılda % 0,8 oranında artıracağını söylüyor. Birleşik Krallık, Avrupa Birliği'nden ayrıldıktan üç yıl sonra, bir grup Hint-Pasifik ülkesiyle bir ticaret anlaşması müzakere etti. İngiltere'nin Trans-Pasifik için Kapsamlı ve Aşamalı Ortaklık Anlaşmasına (CPTPP) katılması, birlikte dünya gelirinin % 14'ünü oluşturan 11 diğer ülkeden oluşan bir kulübe katıldığı anlamına geliyor. Hükümet, Brexit sonrası en büyük serbest ticaret anlaşması yapmış oluyor. İki yıldır girmek için uğraşan İngilitere, bence yeni Başbakan Rishi Sunak için bir hediye.  Başbakan Rishi Sunak, anlaşmanın İngiltere'yi ülke ekonomisini büyütmek için "birincil konuma" koyduğunu söyledi. Ancak anlaşma karışık eleştirilerle karşılandı ve ticaret bloğu, ABD'nin Başkan Donald Trump yönetiminde çekilmesinin ardından bu noktaya gelmek için zor günler kat etti. 

CPTPP Nedir derseniz, Japonya, Malezya, Vietnam, Avustralya, Singapur, Brunei, Yeni Zelanda, Kanada, Meksika, Peru ve Şili arasındaki bir serbest ticaret anlaşmasıdır. Birleşik Krallık katıldığında küresel GSYİH'nın % 15'i değerinde, dünyanın en büyük ticaret bloklarından biri konumuna geldiler. İngiltere, anlaşmaya katılan ilk Avrupa ülkesi ve Japonya'dan sonra en büyük ekonomi olarak kabul ediliyor.

CPTPP başlangıçta Trans-Pasifik Ortaklığı olarak düşünüldü ve başlatıldı. ABD Başkan Obama bu gruba katılmak ve piyasayı elinde tutmak için çok çalıştı, müzakerelerde bulundu. Bu, kulübü dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması yapacaktı. Ancak, evdeki hesap biraz şaştı ve 2017'de Trump göreve geldi. Bilin bakalım ilk gün ne yaptı? Doğru bildiniz anlaşmadan çekildi . Kalan ülkeler müzakerelere devam etti ve sonunda Mart 2018'de CPTPP kuruldu. 

Birleşik Krallık tarihinin verdiği güçle bu ülkelere ihracat yapabildi. Geçtiğimiz yıla kadar CPTPP ülkelerine ihracatı toplam 60,5 milyar sterlini buldu. Artık daha da fazla gelir elde edecek. Birleşik Krallık hükümeti, ticareti daha kolay ve daha ucuz hale getirerek ticaret bloğunda büyüyen ekonomilere ihracatını genişletmeyi umuyor. Brexit'ten sonra dünya çapında ticaret bağlantılarını güçlendirme hedefinin bir parçası olarak 2021'de gruba katılmak için başvurmuştu. Geçtiğimiz hafta da kabul edildi. 

Bunun yanı sıra, mevcut pazarda ekonomik büyüme beklentileri oldukça kasvetli. Aslında, Dünya Ekonomik Forumu'nun toplantılarından çıkan görünüm, 2023'te küresel bir durgunluk öngörüyor. Ama neredeyse yarısına geldik bu konuda ülkeler kötü senaryolarına daha baş vurmadılar. Ortada gidiyor ekonomi.

Bu anlaşma Birleşik Krallık'ın Brunei ve Malezya ile de daha yakın ticaret yapmasını sağlayacak. Çünkü bu iki ülke hariç zaten CPTPP'deki tüm ülkelerle halihazırda ikili ticaret anlaşmaları vardı. Bunların bir kısmı AB üyeliği dönemindendi. Birleşik Krallık hükümetinin kendi tahmini, azaltılan bürokrasinin ve iyileştirilmiş pazar erişiminin GSYİH'yı 10 yılda 1,8 milyar £ - % 0,8 - artıracağını öngörüyor.

Birleşik Krallık için de durum aslında güllük gülistanlık değil. CPTPP ülkeleriyle rekabet edebilmek için gıda ve çevre standartlarını düşürme baskısı altına gireceği endişesiyle birlikte bu, anlaşmanın sendikalardan ve diğerlerinden bazı eleştiriler alacağı anlamına geliyor.

Ancak, CPTPP'ye başka ülkeler de katılırsa, bu yararlı olabilir. Kosta Rika ve Ekvador da Pasifik kıyısındaki muadillerine katılmak için başvuruda bulunurken Uruguay, Tayland, Filipinler ve Güney Kore de ilgilerini dile getirdiler. Çin, 2021'de katılmak için bir teklif başlattı. Şu anda ABD'nin tutumu uzak durmak. Ne dersiniz bu alanda ülkemizin de bir stratejisi var mı? Küresel büyüme dalgalı ve düzensiz, ticaret ve yatırım kalıpları hızla değişiyor. Dinamik, kapsayıcı ve sürdürülebilir ticaret ve yatırıma yönelik işletme ve politika eylemlerini bekliyoruz.