SON DAKİKA

14 Mayıs'da, vatandaş olarak, seçimden ne bekliyoruz?

Ülkemizdeki derin yoksulluk daha da kötüleşmeden, insanlarımız her kesimden ciddi beklentiler içerisinde, 14 mayıs günü sandığa gidecekler .

Bu beklentilere merhem olacak bir sonuç sandıktan çıkabilecek mi göreceğiz. Hemen hemen her gün televizyon kanallarından, gazetelerden, sosyal medyadan, çarşıda pazarda karşıma çıkan her türlü esnafla bu konuyu fırsat buldukça sorguluyorum. Deprem bölgesinde, gittiğim her şehirde insanlarımızın dertlerini dinlemeye çalışan bir kardeşiniz olarak tüm samimiyetimle yazacaklarım, para ile yaptırılan yanlı anket firmalarının çok daha ötesinde, insanlarımızın hislerine tercüman olacağını düşünüyorum. Belki de Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerine 2 haftadan az bir süre kala halkımızın beklentilerini yazmak istedim bugün, zira bu göreve talip olan siyasiler, vatandaşlarımızın beklentilerini bilsinler istedim.

*Çok düşük emekli maaşı olanlar, sigortasız ev hanımları, EYT’den emekli olacaklar, ikinci, üçüncü işlerde çalışmadan, nefes alacakları bir maaş almak istiyorlar. Kimse bu yaşta saçma sapan işlerde üç kuruş daha fazla almak için fazladan çalışmaya hevesli değil inanın bana...

*Aile sigortası olması çok önemli zira, işsizlik, iflas gibi durumlarda devreye girerek, ailenin sosyal anlamda yara almamasını sağlayacaktır. Aksi taktirde, boşanma oranları inanılmaz arttı, özellikle maddi durumları kötü olan aileler için kabusa dönüştü. 

*Vergi oranları çok adaletsiz bu oranlar insanların ödeyebileceği seviyede olmalı ve herkesten alınmalı, ayrıca maddi durumu çok iyi olan zengin kesim elbette ki daha fazla vergi ödemeli.

*Son zamanlarda iflas eden o kadar firma var ki bu firmaların sahiplerinin hem ticari sicilleri bozuk hem de vergi ve SGK borçlarını ödeyecek imkanları yok. Oysa devlet bu iflas etmiş büyük çoğunluğa, iki de bir gel seni affettim borçlarını taksit yap ve öde diyor. Yahu adamın tüm hesaplarında bloke var evini geçindirecek parası yok, eşinden boşanmış, avukatlar, haciz memurları tepesinde, evine tebligat üzerine tebligat yağıyor. Bu adam neyi ödeyecek, sen affetsen yapılandırma yapsan ne değişecek? 

Bence bu tarz alacaklara devlet tamamen çizgi  çekip bu gibi insanları, firmaları tekrar ticaretin içine sokup kazanmaya çalışmalı, aksi taktirde zaten bir ödeme alamayıp zorladıkları, açmazdaki bu insanların kanser olup ölmelerine ya da intihar etmelerine neden oluyorlar...

Ayrıca, istenildiği taktirde çok daha büyük firmaların milyarlarca liralık borçlarının  tek kalemde silindiğine, şahit oldu bu millet.

*Doktor, öğretmen, mühendis, mimar, avukat, mali müşavir gibi mesleklerde insanlar şu an, tecrübe bahane gösterilip asgari ücret ile çalışmaya zorlanıyor. Bu durum mutlaka denetlenmeli ve cezai şartları olmalı.

*Asgari ücret alan insan sayımız şu an tüm çalışanların %70’ini oluşturuyor. Bu nedenle asgari ücret insanların ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede olmalı. Bir çalışanın, kira parası kadar asgari ücret alması, sanırım  dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur.

*Devlet, yol, köprü, havaalanı, hastane, okul, uçak gemisi, araba ve uçak yapmalıdır, doğalgaz bulmalıdır. Bunlar elbette ki önemlidir ancak tüm bunlar halka daha  fazla gelir getirecek, yatırımlar değillerdir. Bu nedenle üretimin artması gerekir, yeni fabrikalar açılması gerekir, tarım ve hayvancılık ucuz kredilerle ve teşviklerle desteklenmelidir.  Ancak o zaman insanlar daha nitelikli işlerde çalışırken, refah seviyelerinin arttığını hissedebilirler.

*Deprem riskini azaltabilmemizin tek yolu devletin depreme dayanıklı yapıların inşasında tüm insiyatifi, parayı ve bilgiyi kullanarak bu işin akıbetini maddi durumu çok kötü olan insanlara bırakmaması gerekir. Aksi olabilseydi eğer, son 24 yılda İstanbul’da  binaların tüm dönüşümü biterdi zaten.

En az 50 madde daha yazabilirdim ancak daha fazla canınızı sıkmak istemiyorum.

Kısaca, vatandaş lafta değil, gerçekten dişe dokunur, sonuçlarını alacağı, göreceği, hayatının her noktasında hissedeceği, siyasi otoriteye oy vermek istiyor …