SON DAKİKA
EKONOMİ Cuma 02 Şubat 2024 07:22

YEŞİL DÖNÜŞÜM OLMAZSA AB PAZARI GİDER

DEİK Başkanı Nail Olpak, "Yeşil dönüşümü gerçekleştiremediğimiz ölçüde en önemli pazarımız olan AB pazarını kaybedeceğiz. Burada azalacak demiyorum tamamen pazardan çekilme söz konusu olacak" dedi.

Yeşil dönüşüm olmazsa AB pazarı gider

Mustafa DENİZ

DEİK Ekonomi Basını Buluşması kapsamında gazetecilerle bir araya gelen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün güzel bir fırsat yarattığını söyledi. Üretim süreçlerinden teknolojiye, tüketici alışkanlıklarından pazarlama süreçlerine kadar birçok süreci aynı anda etkileyen ve köklü değişmelere zorlayan iki temel dönüşümün beklediğini vurgulayan Olpak, “Yeşil dönüşümü gerçekleştiremediğimiz ölçüde en önemli pazarımız olan AB pazarını kaybedeceğiz. Burada azalacak demiyorum tamamen pazardan çekilme söz konusu olacak. Bu konuda hem kamu hem özel sektör ve iş dünyası olarak bizler ciddi bir gayret içerisindeyiz. Emisyon Ticaret Sistemi 2024 yılında pilot bölgede yürürlüğe girecek. Sanayicimiz de yenilenebilir enerji alanında yatırımlarına hızla devam ediyor” dedi.

“Yeşil dönüşüm mü yoksa yeşil bariyer mi?” ifadelerini kullanan Olpak, “AB özelinde takip ettiğimiz en önemli konu AB Yeşil Mutabakatı ile Sınırda Karbon Düzenlemesi, Dolayısıyla gündemimiz Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Ekonomi.

Hatta Dünya Bankası’nın gündeminde dahi bu başlıklar ön plandai yüksek sesle konuşuluyor.

Bu konuda işin bir doğaya saygı boyutu var. Ama esasında karşımızda yeni bir yeşil ekonomi tarifi var. Buna uymayanlar, sürece adapte olamayanlar yeşil bariyerle karşı karşıya kalacaklar. Dolayısyla Türk iş dünyası olarak en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz Avrupa bölgesi özelinde bu yeni sürece hazırlanmamız lazım” diye konuştu.

Küresel finansal koşular gevşeyecek

2023 yılını değerlendiren ve 2024 beklentilerini açıklayan Olpak şunları söyledi: “2023 yılına; düşük büyüme beklentisi ve artan enflasyon, tedarik zincirlerinde devam eden aksamalar, ticaret savaşları, yeni ticaret koridorları, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası artan enerji maliyetleri ve merkez bankalarının enflasyona karşı atacağı adımlarla, yeşil ve dijital dönüşüm gibi temel kavramlarla girmiştik. Hepimizin gündeminde; ekonomik aktivite ne kadar yavaşlayacak, acaba küresel resesyona girilecek mi gibi endişeler vardı.  Bugün geriye baktığımızda şöyle bir tablo görüyoruz:

Büyüme tarafında daha yumuşak bir inişin hakim olduğunu gördük. Küresel büyümenin 2023 ve 2024 yıllarında yüzde 3 civarında olması beklenmektedir. Küresel enflasyonun aşağı giden eğilimiyle, faiz artırım sürecinin de sona yaklaştığına dair beklentiler öne çıkmış durumda. 

Muhtemelen, küresel finansal koşulları bir miktar gevşeyecek. Bu, küresel anlamda bir fırsat olabilir.”

AB düzenlemesi bariyer olabilir

Ticaret Bakanlığı’nın sorumluğunda yürütülen AB Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin öncelikle belli sektörleri kapsıyor gibi görünse de, devreye girince, şartları sağlamıyorsanız, yeni ek vergiler, yani ek bariyerler demek olduğunun altını çizen Olpak, “Zaten var olan vize ve tır karnesi bariyerlerine ek olarak, bu unsurlar da gündemimizde olacak. Burada Gümrük Birliği’nin modernizasyonu da çok daha önemli ve çok daha acil artık. Kapsamı, tarım ve hizmetler sektörünü, kamu alımlarını da içine alacak şekilde mutlaka genişlemeli” diye konuştu. 

2023 yılı ihracat hedeflerini zor koşullara rağmen aşarak 255,8 milyar dolara ulaştığını kaydeden Olpak, “Hizmet ihracatımızla beraber 2024 yılında 375 milyar dolar ihracat hedefimiz var” ifadelerini kullandı.

Vizeler önemli başlığımız 

Şu anda asimetrik bir sürecin yaşandığını söyleyen Olpak, “Teknik gerekçelerden söz ediliyor ancak biz pandemi öncesinde de aynı sıkıntıları yaşıyorduk. Örneğin; iş insanlarımızın sadece gidecekleri fuarın günü kadar vize aldığını görüyoruz. Dolayısıyla politik gerekçelerle vize zorluğu, bankacılık işlemlerinde yaşanan uzun ve zorlu prosedürlerin bir an önce aşılması gerekiyor. Biz her ortamda sürecin takipçisiyiz ancak bunun çözümü elbette siyasetin alanı ve siyaseten çözülecek. Vize sorunu yaşamadan, Avrupa’daki muhataplarımızla her zaman yerinde ve yüz yüze görüşebiliyor olmalıyız ki mevcut ticaret hacmimizi de bir üst lige taşıyabilelim” şeklinde konuştu.