SON DAKİKA
Ahmet Muammer GÜNGÖR | Eğitim Pazartesi 03 Haziran 2024 13:23

YAPAY ZEKâ DÜNYASINA ÇOCUKLARIMIZI NASIL HAZIRLAMALIYIZ?

Yapay zekâ artık hayatımızın her alanında yer alıyor, çok yakın bir gelecekte de robotlarla yaşam hayal gibi görünmüyor. Birçok yönüyle yapay zekâ tartışılıyor. Hayatımızın en önemli alanlarından eğitimde bizi nelerin beklediği de önemli soru işaretlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Yapay Zekâ Dünyasına Çocuklarımızı Nasıl Hazırlamalıyız?

Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gonca Kızılkaya Cumaoğlu, yapay zekânın eğitim alanında bize hangi fırsatları sunacağına ilişkin bilgiler verirken erken çocukluk döneminden itibaren nasıl bir yapay zekâ eğitimi verilmesi gerektiğine ilişkin görüşlerini paylaştı. 

 

Türkiye’nin bu konuda 2020 yılından bu yana ciddi girişimlerde bulunduğunu anımsatan Cumaoğlu, “İlk olarak TÜBİTAK Yapay Zekâ Enstitüsü (BİLGEM-YZE) kuruldu. Ardından 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı yapay zekâ alanında ilk ulusal strateji belgesi olan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisini yürürlüğe soktu. Temel amaç, sürdürülebilir yapay zekâ ekosistemini oluşturmaktı. Diğer önemli konular ise bu alanın uzmanlarını yetiştirmek, toplumsal uyum ve düzenlemeleri yapmak ve işgücü dönüşümünü hızlandırmaktı” dedi. 

 

Gelecek yıllar içinde çok öngörülebilir bir dünyanın bizi beklemediğini kaydeden Prof. Dr. Cumaoğlu, “AGI (Artificial General Intelligence-Yapay Genel Zeka) düzeyine çıktığında -ki çok uzak bir gelecek değil- dünyada ciddi bir istihdam sorunu yaşanacağını düşünüyorlar. Çocuklarımızın ilk ihtiyaç duyacağı sey tüm yeni okuryazarlıklara sahip olmaktır. Yapay zeka okuryazarlığından yeni medya ve dijital okuryazarlıklara kadar. Geri kalan konularda kendimizi eğitmek için hiçbir engelimiz olmayacak çünkü” ifadelerini kullandı.

 

Yukarıdan Aşağıya Kırılma Yaşanacak

Eğitim sistemlerinde genellikle değişikliklerin hızlı yapılıp uygulanmadığına işaret eden Prof. Dr. Cumaoğlu, “Ancak burada yukarıdan aşağıya bir kırılma yaşanacağını düşünüyorum. Çünkü eyleme geçmek üzerine düşünürken toplumsal yaşamı kökten etkileyecek istihdamla ilgili dönüşümler; önce üniversite sistemini, daha sonra da zorunlu olarak tüm ihtiyaçların yeniden tanımlandığı bir eğitim sistemini mecbur kılacak gibi görünüyor. Biz yapay zekayı eğitim sistemine entegre etmeden kendisi bize entegre oldu bile diyebiliriz. Örneğin, YÖK ‘Bilimsel Araştırma ve Yayın Faaliyetlerinde Üretken Yapay Zekâ Kullanımına Dair Etik Rehber’ yayınladı. Konu öğretim programına girmeden kullanımına dönük bir rehberimiz oldu yani. Çünkü araştırmacılar olarak biz de öğrencilerimiz de aktif olarak kullanıyoruz” diye konuştu.