SON DAKİKA
GÜNCEL Perşembe 01 Şubat 2024 22:45

UZAY FARKINDALIĞI ARTACAK

Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, "Deney konularımız biyoloji, fizik, tıp ve genetik alanlarında farklı disiplinleri içeriyor. TÜBİTAK bünyesinde hazırlanan 'gMetal' deneyimiz var" dedi.

UZAY FARKINDALIĞI ARTACAK

Türkiye'nin ilk astronotu Gezeravcı, bir astronotun birçok farklı özelliği bünyesinde barındırması gerektiğini belirterek, bunları serinkanlılık, eğitim, dil becerisi, uçuş tecrübesi, fiziksel ve zihinsel sağlık, sabır, azim ve tutku olarak sıraladı.

Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) canlı bağlantı yaparak bilime ve uzay çalışmalarına ilgi duyan Kocaeli-Gebze TÜBİTAK Fen Lisesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. "Fırlatma sürecinde, koltuğa bağlandığı anda neler hissettiği"nin sorulması üzerine Gezeravcı, şu ifadeleri kullandı: "Uzun ve meşakkatli bir hazırlık sürecinden sonra milletimizin heyecanla beklediği o anın geldiğini, tüm ülkenin tek yürek fırlatma sürecini takip ettiğini bilmek beni çok mutlu etti. Yüzümde büyük bir gülümsemeyle yaşadığım süreci ve bulunduğum anın olağanüstü olduğunu düşündüm. Diğer taraftan olası acil durum senaryolarında göstereceğimiz reaksiyon ve uygulayacağımız acil durum prosedürlerini tekrar ediyordum."

Gezeravcı, vücudu yer çekiminin ezici ağırlığı altındayken görevlerini yerine getirebilmek için bedensel yeteneklerini geliştirdiğini ifade ederek, havacılık eğitimi ve tecrübesinin fırlatma sürecini rahat geçirmesine vesile olduğunu söyledi.

Deney konularımız farklı disiplinleri içeriyor

ISS'de uyguladığı deneylerin sonuçlarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Gezeravcı, şunları kaydetti:

"Deney konularımız biyoloji, fizik, tıp ve genetik alanlarında farklı disiplinleri içeriyor. TÜBİTAK bünyesinde hazırlanan 'gMetal' deneyimiz var. Kimyasal tepkimesiz koşullarda katı parçacıklar ile akışkan ortam arasında homojen karışım oluşturulmasının yerçekimine etkisini araştırıyoruz. Tıp alanında uzay ortamının insan sağlığı üzerindeki etkilerini incelediğimiz deneyimiz var. Burada radyasyona maruz kalmanın kansere neden olan baskılayıcı hücrelere etkisini inceliyoruz. Yerçekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genler ve bunların bağışıklık sistemiyle ilişkisini araştırıyoruz. Bu etkilerin tespit edilebilmesi için dünyada kan örneklerim alınmaya başlandı, halihazırda alınmaya devam ediyor. Görev sonunda da yine son kan örneklerim alınarak numuneye yönelik çalışma tamamlanmış olacak. 'PRANET' deneyiyle propolisin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisini araştırıyoruz."

Gezeravcı, "Uzay ortamında insan sağlığı ve fizyolojisinde nasıl değişimler oluyor?" sorusu üzerine, uzay uçuşunun birçok insan açısından zorlayıcı fiziksel koşullara sahip olduğunu söyledi. ISS'nin kendilerini uzay radyasyonu gibi çevresel faktörlerden korumasına karşın vücutlarının mücadele etmesi gereken birçok fizyolojik zorluk bulunduğunu anlatan Gezeravcı, şunları kaydetti:

"Düşük yer çekimi, azalan fiziksel aktivite ve diğer koşullar sebebiyle beslenme sorunları ve uykusuzluk gibi birçok probleme sebep olma ihtimali barındırıyor. Ankara Üniversitesinden bilim insanlarımız; fırlatma, uzay ortamı ve geri dönüşün insan sağlığına etkilerini ortaya çıkarmak için çalışıyorlar. Bunun için benim vücudumda gerçekleşen fizyolojik ve biyokimyasal değişimlere dair verileri inceleyecekler. Bu kıymetli veriler bundan sonraki görevlerde olumsuz etkileri hem de dünyadaki hastalıklara karşı tedavi ve önleyici tedbirler geliştirmeye katkı sunacak."

"Deneyleri gerçekleştirirken hangi alt yapıları kullandığına" ilişkin soruyu da yanıtlayan Gezeravcı, ISS'de dünyadakinden çok daha kısıtlı koşullar ve üst düzey güvenlik prosedürlerine uygun şekilde deney yapabildiklerini dile getirdi.

ISS'de sınırlı enerji ve ham madde kaynaklarına sahip olduklarını anlatan Gezeravcı, şu değerlendirmede bulundu: "Bu nedenle uzayda gerçekleştirilecek deneyler önce burayla uyumlu hale getiriliyor. Bu hem deneyi öneren bilim insanlarının hem de istasyondaki teknolojik imkanlar konusunda uzman kişilerin işbirliği içinde çalışmasını gerektiriyor. Malzeme deneyimiz için dünyadan getirdiğimiz alaşımları Japonya'ya ait KIBO modülünde elektrostatik kuvvet ile askıda tutarak aynı anda lazer ışınları yoluyla ısıtmamız ve ergime sıcaklığına getirmemiz gerekiyor. Bunun için ihtiyacımız olan ortamı istasyonda ELF dediğimiz altyapıyla güvenli şekilde yaratabiliyoruz."

Deneyleri yaparken ISS görev kontrol merkeziyle sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Gezeravcı, TÜBİTAK Uzay ekibinin, üniversitelerden bilim insanlarının koordineli şekilde deneyleri takip ettiklerini, gerektiğinde kendisine destek olduklarını söyledi.

Gezeravcı, deneyler sırasında beklenmedik bir durumla karşılaşırsa yine uzmanlara danışabildiğini vurgulayarak, sürekli bağlantının deneylerin başarıyla yürütülmesi için olduğu kadar astronotların sağlığının ve güvenliğinin korunması için de kritik önemde olduğunu ifade etti.

gerektiğine işaret etti.