SON DAKİKA
Ulaşım Perşembe 17 Aralık 2020 14:18

TRANSİT TAŞIMACILIKTA MERKEZ ÜSSÜ OLACAĞIZ

2021'de lojistikte en çok aşı taşımacılığının gündem olacağını söyleyen UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Türkiye'nin ilk ihracat blok treni için "Türkiye ve sanayicinin rekabet gücünü arttıracak, ülkemizi Asya-Avrupa arasındaki transit taşımacılığın merkezi haline getirecek" dedi.

Transit taşımacılıkta  merkez üssü olacağız

Gökhan ÖZ

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, olumsuzlukları en çok yaşayan ve birçok soruna göğüs geren sektörlerin başında ulaştırma ve lojistiğin geldiğini söyledi. Eldener, “Önümüzdeki yıl havayolu taşımacılığının en önemli konusu Kovid-19 aşısının taşınması olacak. Aşı sevkiyatları öncelikli yapılacağından hava kargo maliyetlerini de arttıracaktır. Deniz taşımacılığında ise yaşanan ekipman sorunları 2021 martına kadar devam edecek, demiryolunda ise yaşanacak kriz anında yine demiryolu ve intermodal yüklemelerin kurtarıcı rolü üstleneceği bir gerçektir” dedi.

Havayolunda navlun fiyatlarını aşı belirler

Taşımacılık ve lojistik sektörü için 2020 nasıl geçti... 2021 yılından beklentileriniz nedir?

2020 yılı dünya ve ülkemiz için zor bir yıl oldu. Her sektörü farklı açılardan etkileyen olumsuz süreçleri ve yansımaları fazla olan günlerden geçtik, zorluklar halen devam ediyor. Olumsuzlukları en çok yaşayan ve birçok soruna göğüs geren sektörlerin başında ulaştırma ve lojistik geliyor. Kısıtlamalar, yasaklar, mücadelelerle geçirilen günlerde lojistik akışların devamlılığı için üstün çabalar gösterildi. Hiç kolay olmadı, ithalat-ihracat dengesizliği, döviz kurlarında yaşanan değişim ve operasyonel süreçlerdeki sorunlar sektör temsilcilerini zorladı. 

2021’de umutlar aşının uygulanabilir hale getirilmesi ve yaygınlaşmasına bağlı. Önümüzdeki yıl havayolu taşımacılığının en önemli konusu COVID-19 aşısının taşınmasına olacaktır. Ocak başı dağıtımına başlanması planlanan aşı ağırlıklı havayolu ile taşınacaktır. Havayolu navlunlarının ek talep yüzünden bir miktar daha yukarıda seyretmesi beklenmektedir. Aşı sevkiyatları öncelikli yapılacağından hava kargo maliyetlerini de arttıracaktır. Denizyolunda yine benzer senaryolar hakim olacaktır. Yaşanan ekipman sorunlarının Çin yeni yılı (Şubat ayının 2. haftası) sonrası 2021 yılı mart ayına kadar devam edeceği ön görülmektedir. Demiryolu süreçlerine baktığımızda demiryolu intermodal taşıma şekline olan eğilimin küresel salgının seyrine göre değişeceği şeklindedir. Olası bir kriz anında yine demiryolu ve intermodal yüklemelerin kurtarıcı rolü üstleneceği bir gerçek. Karayolu taşımacılığı henüz pandeminin etkisinden kurtulabilmiş değil. İthalat ve ihracat arasındaki dengesizlik, ülkemizden çıkış olduğu halde ülkemize giren ham madde ya da ürün/mamül olmadığından bu dengesizlik navlunların anlık olarak değişmesine sebep olmaya devam etmektedir. 

İhracatın en önemli unsuru demiryolu  

Karayolunda yaşanan geçiş belgesi problemleri demiryoluna talebi artırdı ancak lokomotif yetersizliği görülüyor. Sizce, özel sektörü lokomotife nasıl yönlendirir ve teşvik edebiliriz?

Pandemi sürecinin başlangıcı olan mart döneminde karayolu başta olmak üzere diğer taşıma modlarında yaşanan sorunlar, uygulanan yasaklar, demiryolu ve intermodal taşımalara yönelimi arttırdı. Yaşanan tüm bu gelişmeler ile birlikte; pandeminin dünya ticaretine olan etkisi ve ithalat-ihracat dengesizliğinin de eklenmesiyle demiryolu taşımacılığında ekipman sıkıntısı yaşandı. Mevcut durumda vagonlar talebi karşılamakta sıkıntı çekti. Buna paralel olarak değişen ekipman tedariği maliyetleri ve terminal maliyetleri, navlun bedellerinin karayolu taşıma şekline eşdeğer düzeye ulaşmasına neden oldu. Bu alana çok fazla eğilinmesi ve kamu gerekse de özel sektör marifetiyle yatırım yapılması gerekmektedir. Özellikle Orta Doğu ve Kafkaslar’a aynı zamanda Güney Doğu Avrupa ve Orta Avrupa'ya ihracatımızı devam ettirebilmenin belki de en önemli unsurlarından biri demiryoludur. Yapılan öngörüler; 2020 yılında demiryolu-intermodal taşıma şekline olan eğilimin 2021 yılında da devam edeceğidir.  

Devlet destek paketine ihtiyaç var 

Dış ticaretteki dengesizlik, denizyolundaki boş konteyner ve gemilerdeki yer sıkıntısı, karayolundaki çıkış süreleri de eklenince navlun fiyatlarına zam olarak yansıdı. Bu durumun önüne geçmek adına ve ihracatın sürdürülebilirliği için neler yapılmalı?

Maalesef ki ülkemizde ithalat-ihracat dengesizliği her dönem yaşanan bir durum. Bu dengesizliğe  henüz kalıcı bir çözüm bulamamışken bir de virüsün etkileri eklenince lojistik akışlar neredeyse durma noktasına geldi. Tek yönlü yapılan taşıma, üreticiyi de taşıyıcı da müşteriyi de mutlu etmedi, navlunlar yüksek kaldı, karlılık azaldı. Bir de bunun üzerine ithal ürünlere gelen ek vergiler son döneme damga vurdu. Bu sorunlar daha fazla büyümeden çözüm noktasında devlet desteğine ihtiyaç vardır. Boş gidiş-dönüşler ile yürütülmeye çalışılan operasyonların sürdürebilir olmadığı çok açıktır ve bu durum için devlet tarafından acil bir destek paketine ihtiyaç duyulmaktadır.

Pandeminin anahtarı: Temassız ticaret 

Pandemiyle beraber gıda arzının karşılanması ve yaşamımız sürdürebilmek adına lojistiğin önemi bir kez daha anlaşıldı. Dünyada ve Türkiye’de yaşanacak koronavirüs ikinci dalga paniğiyle oluşan gıda arzını en hızlı ve en uygun maliyetlerle nasıl gerçekleştirebiliriz?

İnsanların sağlık sorunları ile mücadele ettiği bu dönemde yaşamlarını sürdürebilmeleri için gıda, aşı ve ilaç gibi temel ihtiyaçları mevcuttur. Bu ihtiyaçları sağlayabilme imkânımız günümüz şartlarında bazen çok kolay olsa da bazen de ihtiyaçlarımızı farklı il/bölge/ülkelerden temin etmek durumunda kalıyoruz. İşte tam da bu noktada lojistiğin anlamını bilsek de faydası devreye giriyor. Çünkü lojistik insanların ihtiyaçlarını karşılama, iletişimi sağlama biçimidir. İşte burada da devreye yeni trendimiz temassız ticaret devreye giriyor. Dernek olarak uzun yıllardır üzerinde durduğumuz, dikkat çektiğimiz dijital ve temassız ticaret bugünlerde en çok tercih ettiğimiz yöntem haline geldi.

Ekipmanlar yeni teknolojiye uyarlanmalı 

Taşımacılıkla ilgili özellikle karayolu ile yapılan taşımalarda uluslararası kapsamda kriz dönemleriyle ilgili ayrı bir yapılanmanın oluşturulması, e-ticaret alt yapısının geliştirilmesi gündeme geldi ve biz bu çalışmaların hepsini destekliyoruz. Soğuk zincirle ilgili uygulamalarda; kriz süreçlerinde öneminin daha da çok hissedildiği soğuk hava depolarının çevreye duyarlı, ekonomik ve dayanıklı ekipmanlarla donatılması ve devletin bunun için çeşitli teşvikler vermeyi hızlandırmak adına atılımlarda bulunduğu gözlemlendi. Bilhassa soğuk zincir taşımacılığında, etkin kullanılan araçların ve tüm dijital ekipmanların yeni teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak revize edilmesi ile olası ikinci dalgaya daha hazırlıklı olabiliriz. 

Sanayicinin rekabet gücü artacak

Türkiye'nin ilk ihracat treni Çin'e hareket etti. 2 kıta, 2 deniz ve 5 ülke geçerek, 12 günde Çin’e ulaşacak ihracat treni, taşımacılık anlamında nasıl bir ufuk açacak, Bakü-Tiflis-Kars bölgesinde kalkınmaya katkısı ne olacak?

Türkiye'den Çin'e gidecek ilk ihracat treni İstanbul'dan uğurlandı. İlk tren gelecek dönemde Marmaray'ın, BTK Demiryolu Hattı ve Orta Koridor'un tam kapasiteyle işletilmesi için çok önemli adım olarak değerlendirilebilir. Bu taşımalarla ulaşım maliyetleri ve süresi önemli oranda azalırken hem Türkiye'nin hem de sanayicinin rekabet gücü artacaktır. Bu gelişmeler ülkemizin Asya-Avrupa arasındaki transit taşımacılığın merkezi haline gelmesi ve transit taşımacılıktan hak ettiği değeri elde edebilme sürecini hızlandıracaktır.

Dijitalleşme tercih değil bir ihtiyaç

Koronavirüsle beraber tüm sektörler iş modellerinde değişime gitti. Firmaların kalıcı olabilmek adına dijitalleşmeye ayak uydurması gerektiği görüldü. Dijitalizasyon anlamında lojistik sektöründe hangi adımlar atılmalı, nasıl bir yol haritası çizilmeli? 

Sosyal yaşamdan küresel ticarete tüm dünyayı etkisine alan Kovid, iş yapış şekillerinin dijitalleşmesinin artık bir tercihten çok ihtiyaç olduğunu ortaya çıkardı. UTİKAD olarak uzun yıllardır değişimin ve teknolojik gelişimin takipçisi ve destekçisiyiz. Dijitalizasyon kavramını hayatımıza, iş yapış şekillerimize ne kadar çok adapte edebilirsek o kadar günceli yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. Derneğimiz geleceğin lojistiğinde temassız, kağıtsız iş süreçlerine hazırlık yapmak üzere zaten bir yılı aşkın süredir Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubumuzun önderliğinde tüm taşıma modları için dijital iş akış şemalarını hazırladık. Şimdi bu çalışmaları hızlandırdık ve derneğimizin sektör paydaşlarıyla birlikte taşımacılık ve lojistikte dijitalleşme projesini çalışmaya başladık. Çalışmalarımız hızla ilerliyor Dijital Lojistik Platformu Sektör Raporu’nu en kısa sürede tamamlayarak sektörümüze sunmak için sabırsızlanıyoruz. Sektör ayrımı yapılmaksızın ayakta kalmak, güçlenmek ve kalıcı olmak isteyen her kurumun iş yapış şekillerine dijital sistemleri eklemesini tavsiye ederiz.

Ürün çeşitliliği bizi vazgeçilmez kılıyor

Dünyanın en büyük ve en güçlü ticari koridorları, tedarik rotalarını artık Anadolu coğrafyasından geçiriyor. Sizce Avrupa’ya direkt bağlayan bu rotaya ‘Yeni İpek Yolu’ diyebilir miyiz? Türkiye’ye ihracat anlamında nasıl bir katma değer katacak?

Dünyanın en büyük ve en güçlü ticari koridorları, tedarik rotalarının Anadolu coğrafyasından geçiyor olması ülkemiz için eşsiz bir fırsat. Baştan başa geçen kesintisiz demiryollarımız ve karayollarımız, havayolu yatırımlarımız adım adım lojistik gücümüzü arttırmakta. Bu sebeple Anadolu coğrafyasını yeni İpek Yolu’nu Avrupa’ya bağlayan bir köprü olarak tanımlamak çok doğru bir yaklaşım. Pandemi şartlarında dahi ihracat taşımalarında kayda değer bir performans sergilemekteyiz. Ülkemizin ihraç edebileceği ürün çeşitliği çok fazla, bu da ülkemizi ihracat anlamında vazgeçilmez kılıyor.

‘Çin’deki aksaklıkları kendi lehimize çevirdik’ 

Türkiye’nin coğrafi konumunun yanı sıra Avrupa pazarının yanında olmamız bazı avantajlar sağlıyor. Küresel tedarik zincirinin en önemli halkası olmamız için hangi stratejik hamleler yapılmalı ve yurt dışı pazarında hangi bölgelere yönelmemiz gerekiyor?

Türkiye'nin coğrafi konumu, lojistik ağları, tedarik zinciri, acil durumlarda zamanında aksiyon olması avantajların kapısını açıyor. Koronavirüs sebebiyle Çin’in ticari ve sanayi girişimlerinin aksaması, durması ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülkeye yeni alanlar yarattı. Çin’in üretimde devreden çıkmasıyla ülkemiz bir ivme yakalayarak Çin’in yaşadığı aksaklıkları kendi lehimize çevirebildik ve üretim ağımızın genişlemesini, dış pazarlara üretimlerimizi satmayı, ikame ürün tedarikçisi olmayı başardık. Ancak şunu da çok iyi biliyoruz ki bu durumun devamlı olabilmesi için ülkemizin ara mamul tedariğini çözmesi gerekiyor.


ABONE OL