SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 31 Mayıs 2021 02:30

TANRIÇA ATHENA'NIN KENTİ ATİNA

Yunanistan'a gitmekten keyif alır mısınız bilmiyorum ama bu kez sizi hemen yanı başımızdaki komşumuz Yunanistan'ın başkenti Atina'ya götürmek istiyorum

Tanrıça Athena'nın kenti Atina

Deniz DİKMEN

Yunanistan’ın anakarasında bulunan bu bölge, adalara nazaran keşmekeşi, şehir hayatı ve yapısı itibariyle insanların beğenileri konusunda fikir ayrılıkları yaşamasına sebep olabiliyor. 

Oysa benim hislerim her Yunanistan’a ve Atina’ya gidişimde çok net ve çok pozitif olur. Atina benim için, Yunanistan’ın kalbi ve dolayısı ile birçok güzelliklere açılan kapı aslında... 

Atina’dan hemen Piraeus Limanı’na inip Yunanistan’ın yüzlerce güzel adasına gitmek üzere feribotlara veya “Flying Zeus” yani uçan Zeuslar adındaki hızlı botlara binebilirsiniz.

Atina’dan yola çıkıp karadan eski başkent Naflio, ardından karadan Lefkada Adası’na veya Ion Deniz‘in kıyısından aracınızla yukarı doğru tırmanıp Korfu Ada‘sına geçebilirsiniz. Atina’ya yakın antik çağın çok önemli kehanet merkezi Delfi‘yi, Korinth Kanalı’nı ve Poseidon tanrısına adanmış Sounion tapınağını ziyaret etmeye gidebilirsiniz.

atina-4

Maraton muharebesi

Yakında ayrıca Doğu Attika bölgesinde bulunan ve Yunanlılar için tarihi bir dönüm noktası olarak kabul edilen Perslerle savaşıp yendikleri meşhur Maraton muharebesinin yapıldığı Maraton’a da gidebilirsiniz. Maraton koşusu da bu bölgeden ismini almıştır. Dönemin ulaklarından Pheidippides Maraton muharebesinin zaferini iletmek üzere yaralı bir asker olarak kırk iki kilometre Maraton‘dan Atina’ ya koşarak Atina halkına müjdesini verir ve koşusunun bittiği yerde yere yığılıp can verir. Bu tarihi koşuya ithafen daha sonra Olimpiyatlarda Maraton koşusu bir spor disiplini olarak yerini alır.

Yol daima sakindir Yunanistan’ın anakarasında, dingindir, hava nefistir. Her gittiğiniz yerde dağlardaki güzel otların, çiçeklerin ve özelliklede denizin kokusunu alırsınız.

atina-2

Hayat yavaş akar

Durduğunuz birçok yerden denize girebilirsiniz ve her yerde muhteşem küçük tertemiz aile işletmeleri vardır ve size güler yüzleri ile harika yemekler sunarlar. Hayat buralarda çok yavaş akar ve bu da ruhunuza o kadar şifalı gelir ki... 

Atina deyince benim aklıma Yunan mitolojisinin o geniş Pantheonu ve müthiş mitolojik hikayeleri gelir.

atina-1

Akrapol yıldız gibi parlar

Binlerce yıllık geçmişi olan Atina şehri de zaten ismini pantheondan, baba tanrı Zeus’un kızı tanrıça Athena’dan almıştır. Bilgeliğin, zekanın, sanat ve barışın tanrıçası Athena ile denizlerin, savaşın ve depremin tanrısı Poseidon arasındaki yarışmayı Athena halka bir zeytin dalı hediye ederek kazanmıştır. Ve bu nedenle Şehire Atina ismi verilmiştir. Athena Şehire barış, bereket ve bilgelik hediye etmiştir. Bu nedenle, Atina’nın en tepe kayalık noktası olan Akropolis’e milattan önce beşinci yüzyılda, Yunanistan’ın tüm zamanların en büyük eseri kabul edilen, Athena’ya adanmış Parthenon tapınağı inşa edilmiş. Şehrin planlaması tamamen Akropol tepesine göre yapılmaya devam edilmiştir. Asırlardır ve günümüze kadar hiç bir yere yüksek binaların yapılmasına müsaade edilmez ve şehir neredeyse her noktasından Akropol görülebilecek şekilde dizayn edilmiştir. Tüm ihtişamı ve güzelliği ile Akropol tepesi şehre hakimdir. Geceleri yıldız gibi parlar Akropol. Bu nedenle Atina da özellikle otellerde çok fazla teraslar bulunur, hepsi Akropol’e bakar ve  karşısında oturup, otelinizin terastaki havuz başında bir kahvenizi veya içkinizi yudumlamak her daim çok ayrı bir keyiftir.

atina-3

Dünyaya mal olmuştur

Atina ayrıca bölgemiz için elbette çok önemli bir kültürel değer taşır. Tüm Akdeniz ve Anadolu'daki kültürler karşılıklı olarak, bu Yunan tarihinden, matematikçilerinden,  düşünürlerinden, felsefecilerinden, heykeltıraşlarından, sanatından, mutfağından çok etkilenmiştir ve bu nedenle Atina dünyaya mal olmuştur. Bu tarih kokan şehre gittiğinizde mutlaka eski şehre ait Parthenon tapınağını ve Erektheion’u, Akropol’un girişi olan Propylaea’yı ve küçük Athena, Nike tapınağını ve bu vesile ile de yeni açılan Akropolis Müzesi’ni ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Şehir içindeki Arkeoloji Müzesi de harikadır.

Akşamüstü ise Syntagma meydanında ayaklarında ponpon ayakkabılarıyla, parlamento binasının önünde nöbet değişimi yapan Yunan askerlerini seyredebilirsiniz.  Ardından meydandaki o nefis buz gibi Grek frappelerden içebilirsiniz. Atina’nın yaz sıcağında bu soğuk kahveleri size inanılmaz enerji verir ve serinletir.

Cizderiye Camii

Akşama doğru güneş biraz çekilmeye başladığında tarihi Monastraki meydanına gidip on sekizinci yüzyıldan kalma Osmanlı dönemine ait Cizderiye Camisini, Atina’nın eski agorasını, Hephaestus tapınağını ve diğer bilumum tarihi eserleri keşfedebilirsiniz, Glyfada ve Plaka ‘da gezinip butik dükkanlardan küçük alış verişler yapabilirsiniz.

Akşam vakti ise Plaka’da bir tavernada Yunan müziği eşliğinde keyiflenip, güzel bir akşam yemeği alıp yanında yerel bir “ouzo” içebilirsiniz. Şansınıza belki güzel bir sirtaki yapan yerlilere de denk gelebilirsiniz.

Ahtapotun dolması, ızgarası, salatası, midyeler, kalamarın çeşitleri, balık, olağanüstü yerel mezeler, Grek salatalar ve Saganaki, Moussaka, Souvlaki gibi yerel lezzetler tadabilirsiniz. Emin olun hepsi birbirinden güzel ve bizim damak tadımıza çok uygundur. Hamur işi de Yunanistan‘da müthiştir tabii. Gerek burekaları, yani özellikle peynirli ve ıspanaklı börekleri, gerek ince çeşit çeşit hamur işi tatlıları da nefis ve çok özeldir.

Şimdiden yüreğim Yunanistan’ın o güzel serin denizini ve o mis gibi mezelerini, balıklarını ve Grek salatasını çekti. İnşallah yakın zamanda seyahat etmenin yine kolaylaşır da Atina’ya uçup, yeni keşifler yapıp, bu güzel ülkenin yeni seyahat maceralarını sizinle paylaşırım.