SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 14 Haziran 2021 02:56

RİO: GÜNEY AMERİKA'NIN İNCİSİ

Rio deyince çocukluğumda okuduğum bir kitabın ünlü yazarının söylemi aklıma gelir: "Dünyanın en güzel üç şehri Rio de Janeiro, Floransa ve İstanbul'dur."

Rio: Güney Amerika'nın incisi

Deniz DİKMEN

Bu yazımda ben de çok beğendiğim Güney Amerika kıtasının incilerinden Rio de Janeiro’ya yapmış olduğum seyahatten ve o güzel kent ile ilgili deneyimlerimden bahsetmek istiyorum size.

Öncelikle Rio’ya gitmek çin elbette oldukça uzun ve biraz da meşakkatli bir yol kat etmeniz gerekiyor.

Biz Paris aktarmalı Brezilya’ya uçuyoruz. Fakat yolun uzunluğundan çok Atlantik Denizi’nin üstündeki uçaktaki sallantı, sanırım bu uçuşlarda genelde var, insanı biraz yoruyor. Ülkemizden Rio’ya direkt uçuşlar da var.

Aylardan şubat ve burası güney yarım kürede olduğu için yaz mevsimini yaşıyoruz. Bu aylar Rio için çok şenlikli ve kalabalık. Çünkü Rio karnavalına sadece bir kaç gün var.

rio-4

Yemyeşil Rio

Beni ilk çok etkileyen unsurlardan biri Rio’ya indiğimizde şehrin yemyeşil olmasıydı. Rio bir yağmur ormanın içinde olan ender başkentlerden biri. Hava ne kadar sıcak olursa olsun kentteki yeşil egzotik ve büyük yapraklı ağaçlar ve okyanustan gelen esinti bir nebze şehre hem serinlik veriyor hem de özel bir kimlik katıyor.

Kuşkusuz Rio de Janeiro'nun en büyüleyici taraflarından birisi de, çok özel coğrafi konumu ve doğal güzelliği sayesinde muhteşem manzaraları. Bu nedenle daha ilk günümüzde “Sugar Loaf”a gidiyoruz. Bu yaklaşık dört yüz metre yükseklikteki bu tepe “Sugar Loaf” ismini onaltıncı yüzyılda o yöredeki denizcilerden almış. O dönem Brezilya ve Portekiz arasındaki şeker kamışı ticaretinde, şekerler koni biçimindeki çuvallarla taşınırmış. Bu yüzden denizciler Rio’da gördükleri tepeyi bu çuvallara benzetip adını “Sugar Loaf” koyuyorlar. 

rio-1

Teleferikle yolculuk

Sabah saatlerinde teleferikle tepeye çıkıyoruz. Hava puslu değil ve başta şehir manzarası olmak üzere bize kendini en güzel şekilde gösteriyor. Aşağıda bir tarafta Guanabara Körfezi’ni ve Botafogo Plajı’nı diğer taraftan ise uzaktan da olsa dünyaca meşhur Ipanema ve Copacobana Plajları’nı görebiliyoruz.

Denizin koyu lacivert rengi, kumsalların bembeyaz rengi ve yamaçlardaki yağmur ormanın koyu yeşil yapraklı bitkileri muhteşem bir uyum içerisinde. Tam karşımızda Rio’nun meşhur “Corcovado Tepesi yükseliyor.” Yaklaşık yedi yüz metrelik granit bloğun üzerinde Rio de Janeiro'nun ikonik sembollerinden biri olan otuz sekiz metre uzunluğundaki Kurtarıcı Isa Heykeli tüm ihtişamı ile kollarını açmış karşımızda duruyor.

Manzara nefes kesici

Buradaki manzara tam anlamıyla nefes kesici. Sabah saatlerinde turist kafileleri buraya henüz akın etmediğinden anın keyfini doya doya yaşıyoruz. İnsan bu doğal güzellikten öyle büyüleniyor ki, ayrılmak istemiyor adeta.

Rio sokaklarını gezerken mutlaka Escadaria Seladron yani Seladron merdivenlerini gezmenizi tavsiye ederim. Burası Şilili artist ve ressam Jorge Seladron tarafından Lapa semtinde yapılmış. Bin dokuz yüz seksen üç senesinden beri tasarlandığı ve dekore ettiği, yaklaşık yüz yirmi beş metre tırmanılan bir merdiven. En büyük özelliği, dünyanın her yerinden getirilen hemen hemen iki bin fayans, ayna ve seramikle süslenmiş meşhur merdiven basamakları. Türkiye’den de var. Bakalım gidince bulabilecek misiniz?

Bu ünlü merdivenler sokak sanatçılarında bulunduğu ve zaman içinde artistik bir sanat merkezine dönüşen Rio’nun çok renkli yüzlerinden biri. Lokasyon ise tam favelaların kenarında yani şehrin gecekondu semtlerinden birine bitişik ancak buradaki favelalar genelde uyuşturucu çetelerin kontrolünde olduğu için olağanüstü tehlikeli. Kriminalitenin en üst boyutlara ulaştığı semtler buralar. Yani üst basamaklara doğru pek fazla çıkmayın. 

rio-3

Rengarenk merdivenler

Biz rehberlerimizin ikazı üzerine favelanın sınırlarına fazla yaklaşmadan bu özel ve rengarenk merdivenleri hayranlıkla inceliyoruz. Üzerine oturup dinleniyor ve fotoğraf çektiriyoruz. 

Öğleden sonra ve akşamları ise Copacobana, Ipanema ve Leblon Plajları muhteşem oluyor. Okyanusun yüksek ve şiddetli dalgaları bizim denizlerimizden oldukça farklı. Bizim için burada yüzmek mümkün değil fakat yerel halk burada sularda biraz serinleyip, sörf yapıyor. Veya çok sevdikleri beach football, beach volleyball veya ayak volleyballu oynuyorlar. Kızların da çok güzel oynadıklarını söylemeliyim. Dünya futbol sahalarına buradan yetişmiş birçok futbolcu satmış Brezilya. Rio’lular ofislerindeki işini bitirince, iş yerlerinde mayolarını, pareolarını ve deniz kıyafetlerini giyip direkt sahile iniyorlar ve akşamüstü sahilde hem spor hem keyif yapıyorlar. İnanılmaz güzel bir özgür ruhları var. 

Zaten yerel Rio halkı kendisine “Carioca” adını verir.

Herkes kökeni ne olursa olsun bir “Carioca” olabilir.

rio-2

Carioca olmanın yolu

Birisinin “Carioca” olabilmesi için sadece en az altı ay Rio’da yaşamış olması yeterli. Önemli olan insanın Rio’nun ruhuna katılabilmesi yani insanları ırkı, dini, cinsiyeti vs ne olursa olsun ayrımcılık yapmamak kadar liberal olması. Bu nedenle, Rio çok özel, çok özgür bir ruha sahiptir.

Asırlar boyunca yaşanan acılarla birlikte köle ticareti için buraya getirilen Afrika kökenli insanlar, yerel kabileler, Portekiz ve İspanyol koloniyal döneminden buraya göç etmiş kişiler zaman içinde Avrupa’dan daha sonraki dönemlerde buraya yerleşen insanlar hepsi birbirine harmanlanmış ve birbirine sonsuz saygı ve sevgi içinde örnek teşkil edecek biçimde birlikte yaşamayı öğrenmişler.

Sanırım Rio’nun benim de çok sevdiğimden yönlerinden biri de bu oldu.

Kuşkusuz dünyanın en güzel kadınların, en başarılı sporcuların, özellikle futbolcuların buralardan çıkması da bu harika harmandan ileri geliyor.

Rio de Janeiro kanımca gezegenimizde çok özel bir lokasyon ve bu kıymetin daima bilinmesini ve şehrin doğası ile birlikte korunmasını dilerim. 

Güney Amerika’ya ve Rio de Janeiro’ya gitmek benim için büyük hayallerimden birisiydi.

Dilerim herkes hayallerine kavuşur ve benim gibi bundan önemli öğrenimler kazanır ve büyük keyif alır.