SON DAKİKA
İŞ DÜNYASI Cuma 12 Mart 2021 02:16

"REKABET İÇİN KÜRESEL DÖNÜŞÜM ŞART"

YASED Başkanı Ayşem Sargın, "Hukukun üstünlüğü, öngörülebilirlik ve istikrar konuları yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen konular arasında. Bununla birlikte, küresel ekonomik dönüşümü yakalayamazsak yarının dünyasında yatırım rekabetçiliğimizi kaybetme riskiyle karşı karşıyayız" dedi.

"Rekabet için küresel dönüşüm şart"

YASED Başkanı Ayşem Sargın, “Önümüzdeki dönemde, yatırımcıların kontrol edemedikleri risklerin arttığı bir dünyada, yatırım ortamı kaynaklı risklerini en aza indirme eğiliminde olmalarını bekliyoruz. Bu açıdan, özellikle de ertelenen yatırımlar için ülkelerdeki öngörülebilirlik ve istikrar daha da önemli hale gelecek. Şirketlerin Kovid-19 sonrasında Türkiye’ye yatırım planlarına yönelik olarak geliştirilecek inisiyatif ve politika önerilerinin hayata geçirilmesinin hem mevcut yatırımcılarımızın Türkiye’deki konumlarını güçlendireceğine, hem de ertelenen yatırımların hayata geçirilmesinde katalizör görevi göreceğine inanıyoruz” diye konuştu. Sargın, YASED olarak 2021 yılı için önceliklerin; Ülkemizin ve üyelerimizin küresel tedarik zincirlerine daha yüksek düzeyde entegrasyonu, Dijital dönüşüm konusunda iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması ve Sürdürülebilir kalkınma alanındaki uygulamaları ANALİZ’e anlattı.

2020 yılı tüm dünya için zorlu bir yıldı. Uluslararası yatırımlar açısından bir değerlendirmesini yapabilir misiniz? 

2020 yılı tüm dünya için pandeminin küresel ekonomide yarattığı belirsizliği, tetiklediği dönüşümü anlamaya ve yönetmeye çalıştığı zorlu bir yıl oldu. Makroekonomik göstergeler ve büyüme senaryoları negatif yönde etkilendi, yatırımcıların risk iştahı azaldı. Küresel ekonomi yaklaşık yüzde 4 seviyesinde küçülürken, 2020 yılının ilk yarısında, iptal edilen ve ertelenen yatırımlar nedeniyle, uluslararası doğrudan yatırımlarda da yüzde 49 oranında bir azalma yaşandı. Bu durum, yatırım çekme konusunda daha rekabetçi bir dönemin bizi beklediğini ve yatırım ortamı üzerindeki belirsizlik nedeniyle; yeni doğrudan yatırımlara oranla, halihazırda yatırım yapmış şirketlerin genişleme yatırımlarının önem kazanacağı bir döneme girdiğimizi bizlere gösteriyor. 

Bu noktada, yatırımcıların bakış açısından değerlendirdiğimizde, ülkemizin yatırım çekme potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin 2020’de, uluslararası doğrudan yatırım performansının görece az etkilenmiş olmasına rağmen yüzde 17 oranında bir azalma ile küresel UDY içinden aldığı pay %1’lere düştü. Bu oran %1.5 hedefinin gerisindedir ancak ülkemizin bu hedefi gerçekleştirme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. 

Önümüzdeki dönemde, yatırımcıların kontrol edemedikleri risklerin arttığı bir dünyada, yatırım ortamı kaynaklı risklerini en aza indirme eğiliminde olmalarını bekliyoruz. Bu açıdan, özellikle de ertelenen yatırımlar için ülkelerdeki öngörülebilirlik ve istikrar daha da önemli hale gelecek. Şirketlerin Kovid-19 sonrasında Türkiye’ye yatırım planlarına yönelik olarak geliştirilecek inisiyatif ve politika önerilerinin hayata geçirilmesinin hem mevcut yatırımcılarımızın Türkiye’deki konumlarını güçlendireceğine, hem de ertelenen yatırımların hayata geçirilmesinde katalizör görevi göreceğine inanıyoruz.

Rekabetçiliği arttıracak çözümler üretiyoruz

Pandemi sürecinde YASED olarak konumlanmanız ve yaklaşımınız nasıl oldu?    

Öncelikle Türkiye’deki uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 85’ini temsil eden bir dernek olarak, ülkemizin uluslararası doğrudan yatırımlarda küresel rekabetçiliğine katkı sağlayacak stratejik çözümler üretmek için çalışıyoruz. Türkiye’de dünya standartlarında, öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşması ve korunması için kamu başta olmak üzere tüm paydaşlarımızla yakın temas halindeyiz. Ülkemizin bu amaçla geliştirdiği tüm stratejilere, mevzuat düzenlemelerine ve uygulamalarına destek veriyor, sahip olduğumuz küresel tecrübeyi ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Burada bizi bir STK olarak ayrıştıran en önemli unsur, gelişmeleri; üyelerimizin uluslararası deneyimleri ışığında değerlendirme şansına sahip olmamız ve küresel ölçekteki tecrübelerini Türkiye’ye katkı için kullanabilmemiz. 

2020 yılında, pandemi süreci hakkında gerek farkındalık yaratmak, gerekse aksiyon almak açısından pek çok çalışma yürüttük. Bu mücadelemizi üç ayaklı bir stratejiye dayandırdık. Önceliğimiz, üyelerimizin Kovid-19 ile mücadele sürecinde ülkemizde alınan tedbirler ve dünyadaki en iyi uygulamalar hakkında doğru, hızlı ve kesintisiz bilgilendirilmesiydi. Bu amaçla yatırımcıların tecrübelerini ve iyi uygulama örneklerini paylaştıkları, pandemi süreci ve sonrasına ilişkin analizleri yayımladığımız kapsamlı bir YASED Kovid-19 Web sayfası hazırladık. Aynı zamanda, YASED UNITED ve INSIGHTS adlarını verdiğimiz, üyelerimiz arasında dayanışmayı ve bilgi paylaşımını artırmayı amaçlayan, iş dünyasının, ekonominin ve Devletin önde gelen düşünce liderlerini de konuk ettiğimiz webinar etkinliklerine başladık. 

Bu kapsamdaki en önemli etkinliğimiz ise 7-11 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz YASED Uluslararası Yatırım Zirvemizdi. Açılış konuşmasını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, YASED Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde üst düzey devlet temsilcilerini, çok uluslu ve uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticilerini, akademisyenleri ve fütüristleri bir araya getirerek; yatırım trendlerini, küresel tedarik zincirlerini, dijitalleşmeyi, etki yatırımlarını ve girişimci ekosisteminin geleceğini değerlendirme fırsatı bulduk. 

Bu çalışmalarımızın yanı sıra, dünyadaki ekonomik gündemin Türkiye’ye yansımalarını analiz ettiğimiz projeler geliştirdik. Bugüne kadar eşi görülmemiş düzeyde bir değişim ve dönüşümün yaşandığı iş ve yatırım ortamında, şirketlerimiz, bir yandan üretimde sürekliliği sağlamaya, daralan talebin operasyonlar olumsuz etkilerini yönetmeye çalışırken, diğer yandan da önümüzdeki dönemde de rekabetçi kalma çabasına girdiler.

Biz de YASED olarak, yeni koşulları yansıtan bazı stratejik öncelikler belirledik. Ülkemizin küresel tedarik zincirlerinden aldığı payı artırma ve dijitalleşme konularına odaklandık. Bu iki konunun Kovid-19 krizi ile birlikte dünya trendlerinde daha önemli rol oynadığını gözlemledik.  

Bu çerçevede, ülkemizin bu sürecin doğuracağı fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesini sağlayacak projeler üzerine Kamu’nun bir çözüm ortağı olarak çalıştık. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanlarımızla gerçekleştirilen toplantılar olmak üzere, devletin bize sağladığı tüm istişare platformlarına katıldık ve küresel bakış açımızı, önerilerimizi ve beklentilerimizi ilgili taraflarla paylaştık. Uluslararası kurum ve kuruluşlarla da yakın iş birliğimizi sürdürdük. 

Hukukun üstünlüğü ve istikrar önemini koruyor 

Türkiye’nin rekabet sıralamasında öncü olabilmesi için hangi adımların öncelikle atılmasını gerekli görüyorsunuz ve bu kapsamda YASED’in 2021 gündeminde neler var?

Uluslararası yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen pek çok unsur var. Hukukun üstünlüğü, öngörülebilirlik ve istikrar gibi temel şartlar her zaman olduğu gibi önemini koruyor. Bununla birlikte, bugün içinde bulunduğumuz küresel ekonomik dönüşümü yakalayamazsak yarının dünyasında yatırım rekabetçiliğimizi kaybetme riski ile karşı karşıyayız. 

Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl “Türkiye’nin Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Açısından Rekabetçilik Analizi” çalışmamızı tamamladık. Bu çalışmamızda, ülkemiz yatırım ortamının güçlü yanları ile gelişim alanlarını ortaya koyduk. Ülkemiz UDY Strateji Belgesi hazırlıklarına da katkıda bulunduk. Bu çalışmamızın ortaya koyduğu bulgular çerçevesinde, YASED olarak 2021 yılı için öncelikli gündemimizi şu şekilde belirledik:

Ülkemizin ve üyelerimizin küresel tedarik zincirlerine daha yüksek düzeyde entegrasyonu

Dijital dönüşüm konusunda iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması

Sürdürülebilir kalkınma alanındaki iyi uygulamaların sınai dönüşümü de gerçekleştirecek şekilde yaygınlaştırılması

Kendi içinde de etkileşimi yüksek olan ve önümüzdeki dönemde küresel yatırım rekabetçiliğinde belirleyici olduğuna inandığımız bu konularda uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde projeler geliştirmeyi sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımızı özetlemek gerekirse; YASED olarak Kovid-19 salgını sonrasında Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirmek için “Güvenli Liman Türkiye” çalışmamızı hayata geçirdik ve dönüşümün en fazla yaşanacağını düşündüğümüz otomotiv, elektronik-bilgisayar, makine-ekipman sektörlerini derinlemesine inceledik. Ayrıca stratejik öneme ve büyüme potansiyeline sahip savunma ve havacılık ile kimya sektörlerinde de vaka analizleri yaptık. Bu çerçevede derinlemesine incelediğimiz üç sektör odağında tedarik zincirlerindeki fırsatları ülke ve ürün grupları bazında belirledik ve atılması gereken adımları ve politika önerilerimizi ilgili Kamu otoriteleri ile paylaştık. 

Veri transferinde dünyayla uyumlu alt yapı oluşturulmalı 

YASED olarak odaklandığımız bir başka konu da dijital dönüşümdü. Dünyada veri ekonomisinin artan önemi düşünüldüğünde Türkiye’nin dünya ile uyumlu fiziksel ve yasal altyapıyı oluşturması son derece önemli. Bugün Türkiye, Çin ve Rusya ile birlikte veri transferi konusunda en kısıtlayıcı ülkeler arasında yer alıyor. Dijitalleşmenin getirdiği tüm fırsatlardan yararlanabilmek için veri transferi politikalarında rekabetçiliğimizi artıracak yaklaşımlar geliştirilmesini gerekli buluyoruz. Bu konuda, YASED olarak başta Kişisel Verileri Koruma Kurumu olmak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla yakın iş birliği içindeyiz. Bu yıl, Türkiye’de veri lokalizasyonun Türkiye ekonomisine etkisini ortaya koymak ve kamuya bir yol haritası ve politika önerileri sunmak üzere ayrı bir çalışma daha başlattık. Bu çalışmaya ek olarak, sektörlerinde lider üyelerimizin hem global merkezlerindeki hem de Türkiye’deki iyi uygulama örneklerini sunacakları “Dijital Dönüşüm İyi Uygulama Örnekleri Webinar Serimizi” başlatıyoruz. 

Üyelerimiz emisyon azaltımına yönelik ciddi yatırımlar yapıyor

Dünyadaki son gelişmelere de baktığımızda, AB’nin 2050 yılına kadar sıfır karbon salınımı hedefi ile yola çıkmış olduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) çerçevesinde birçok sektörde standart ve uygulamaları değiştirdiğini görüyoruz. Türkiye’nin de bu dönüşüme uyum sağlayacak destekler ve bu tür inisiyatifleri odağına alan politikalar geliştirmesini, başta sanayi olmak üzere ilgili tüm alanlarda uyumun sağlanması açısından önemli buluyoruz. Bu kapsamda, YASED olarak biz de, Türkiye’nin bu sürece hazırlanması ve doğabilecek fırsatlardan azami düzeyde faydalanması hedefiyle kamu özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla çalışmalar yürütüyoruz. 253 üyemizin 142’si AB orijinli firmalar olduğu için biz bu konuda kendimizi müzakere masasında görüyor, AB kurumları ile bu bakış açısı ile iletişim kuruyoruz.  Üyelerimizin çoğunun emisyon azaltımına yönelik taahhütleri var ve bu konuda önemli yatırımlar yapıyor, iş modellerini değiştirecek kadar ciddi hamleler gerçekleştiriyorlar. Bu tecrübenin ülkemiz sanayisine aktarımı ve yaygınlaştırılmasında YASED olarak önemli rol oynayacağımızı düşünüyoruz. Bu gündem çerçevesinde kısa vadede, Sınırda Karbon Düzenlemesi ve Emisyon Ticaret Sistemi konularının birlikte ele alınmasını ve AYM hedeflerine uyum sağlanması için ülkemize daha yüksek miktarda fon erişimi /desteği sağlanması konularını öncelikli tutuyoruz.