SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 09 Aralık 2019 01:40

"PARA HARCAYAN TURİST GEREK"

Türkiye'de yabancı turist sayısı artmasına rağmen kişi başı harcamalar 700 dolara ulaşmıyor. Turizmciler ise "Ekim itibariyle 41 milyon yabancı Türkiye'ye geldi ama gelir aynı. Az olsun, öz olsun" diyerek turizmde turist sayısını artırıcı değil, geliri yükseltici tedbirler alınmasını bekliyor.

"Para harcayan turist gerek"

Sedat YILMAZ/ANTALYA

Türk turizm sektörünün nicelik açısından başarısız sayılamayacağı ancak nitelik olarak oldukça fazla eksikliklerinin olduğu gözleniyor. Türkiye bölgesinde tarihi ve turistik güzellikleri, her türlü turizme imkan vermesi, kültürel değerleri, kadim tarihi, dünya üzerinde az bulunur mutfağı, gelişmiş ekonomisi, modern tesisleri, yatak sayısı ve sıcak kanlı insanıyla turizm için önemli bir kapasiteye sahip. Artan turist sayısı ve geliri, istihdamdaki başarısı, milli gelire ve ihracata verdiği katkı açısından turizm yıldızı parlayan sektörler arasında ön sıralarda yerini almaya hazırlanıyor.

Kapasitesinin yanından yüksek potansiyele sahip turizm sektörünün acil çözülmesi gereken sorunları da bulunuyor. Turizmin sürdürülebilir olması, tanıtım eksikliği, turizmdeki önemin halka anlatılamaması, eğitimli ve nitelikli personelin yetiştirilmesi ve istihdamda süreklilik sağlanması, çevre üzerinde olumsuz etkisi, mevsimsellik, teşkilatlanma, yatırım gibi alanlarda hukuki altyapının tam olarak netleşmemesi, tur operatörleri ve seyahat acentelerine bağımlılık, koordinasyon eksikliği, pazar ve ürün çeşitliliğinde sınırlılık, ucuz ülke imajı, fırsatçılık ve etik olmayan davranışlar, sektörde akademik çalışmaların azlığı öne çıkan sorunlar olarak sıralanabiliyor.

Sayı büyüyor ancak gelir düşüyor

Resmi rakamlara göre Türkiye bu yıl Ocak-Ekim döneminde yaklaşık 41 milyon yabancı turisti ağırladı ve 26 milyar dolarlık gelir elde etti. Geçen yıla göre bu sayı önemli bir artışı gösteriyor. Türkiye 2018 yılında 39 milyon, 2017 yılında ise 30 milyon turisti misafir etmişti. Bu yıl itibariyle Antalya yaklaşık 14 milyon turist ile lider ilimiz. İstanbul 13 milyon turisti ağırlayarak ikinci sıradaki yerini koruyor. Yılsonu itibariyle toplamda 43 milyon, Antalya’nın 15, İstanbul’un da 14 milyon turisti ağırlayacağı tahmin ediliyor. Turist sayısının daha da artmasını iflas eden İngiliz Thomas Cook firmasının engellediği gözleniyor. Firmanın dünyada yaklaşık 20 milyon turisti etkilediği tahmin ediliyor.

Geniş bir destinasyon olan turist deposu Antalya’ya özelde bakıldığında ilimizin 193 ülkeden turist çektiği gözleniyor. Antalya’yı en fazla tercih eden Ruslar. Geçen yılın aynı dönemine göre Rus turist sayısında artış şu anda yüzde 15 seviyesinde. Sadece Antalya’ya 5 milyon Rus turist gelmiş. Daha doğru bir ifadeyle Antalya’ya gelen toplam turistin yüzde 40’ına yakını Rusya’dan geliyor.

Antalya’ya en çok turisti ikinci olarak Almanya gönderiyor. 2 milyonu aşan Alman turist sayısını üçüncü olarak Ukraynalılar takip ediyor. Antalya’ya gelen Ukraynalı turist sayısı 730 bin civarında. İngiliz turistler ise Antalya’ya gelen turistlerin yüzde 4’lük bölümünü teşkil ediyor. Antalya’ya 500-600 bin civarında İngiliz turist geliyor.

Turizmin büyümesini tarif ederken kişi başı sayısal değil de gelir açısından niteliksel olarak ifadesi daha reel bir yaklaşım. Turizmci de aslında “Az olsun, öz olsun” diyor ve yabancı turistte kişi başı gelirin artması konusunda ucuz ülke imajının bir an önce silinmesi gerektiğini söylüyor.

5 günün altındaki ziyaretlerin turistik olarak sayılamayacağını belirten turizmciler, öncelikle ülke imajına yönelik yatırımlar yapılması gerektiğine vurgu yapıyor. Turizmde Yunanistan’ın zengin turist çekmesini turizm tesislerine değil, imajına bağlayan turizmciler Türkiye’nin kişi başı turist gelirinde henüz 650 doları geçemediğini bu rakamın zaman zaman 600 dolarlar seviyesinde kaldığını ifade ederken bırakın 1000 doları, 750-800 dolarların bile Türkiye’ye önemli bir katkı vereceğini belirtiyorlar.

turist-i

Sektörde sağlam olan ayakta kalır

Turizmin şu andaki durumunu, geleceğini ve sorunlarını Antalya Ela Quality Resort Hotel Genel Müdürü Ufuk Sezgin ile konuştuk.

İflasıyla dünya turizmine oldukça fazla zarar veren İngiliz Thomas Cook firmasının Türkiye’ye de olumsuz etkileri olduğunu ve gelecek yıl da aynı etkilerin devam edebileceğini ancak kendilerinin İngiliz firma ile çalışmadıkları için herhangi bir kayba uğradıklarını belirten Ufuk Sezgin, sektörün Thomas Cook iflasına hazırlıksız yakalandığını söyledi.

Thomas Cook’un iflasının olumsuz etkilerinin yanında olumlu yönlerinin de bulunduğunu, bazı tur operatörlerinin büyük satın almalar yapmasının turizm yatırımlarının önünü açtığını dile getiren Ufuk Gezgin, “Zira turizm en hızlı döviz ve hızlı istihdam sağlayan birinci sektör. Evet sektörde yatırımcı sayısı fazla ancak sağlam sermayesi, nitelikli ekibi, kuvvetli altyapısı ve tanınırlığı fazla olan ayakta kalabiliyor” dedi.

Pazarlamada milletlerin hayat tarzlarına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Ufuk Gezgin, “Mesela Çinliler güneşlenmeyi, denize girmeyi sevmez. Onlar daha çok kültür turizmine odaklanırlar. Nitekim Kapadokya onların en çok gittiği bölge. Dünyada 3 milyar Çinli yaşıyor ancak onları ülkenize çekecek turizm destinasyonları oluşturmanız gerekiyor” diye konuştu.

50 milyon turist hedefini yakalarız

Ülke genelinde toplam turizm gelirlerinin önemine değinen Ufuk Gezgin, Ekim ayı itibariyle 41 milyon yabancı turiste karşılık 26 milyar dolarlık bir gelire ulaşıldığını hatırlatarak, “Menfi gelişmeler olmadığı takdirde 2020 yılında 50 milyon turist hedefini yakalarız. Piyasada iyi oyuncular var. Turizm turist sayısıyla, geliri ve istihdamıyla birlikte yatırımlarla büyüyor. Sadece Antalya Manavgat ve Side bölgelerinde 20’ye yakın otel tahsisi olacak. Devlet belli arazileri parselleyip turizm yatırımlarına hazırlıyor. Buradaki oteller 500 yataktan aşağı olmayacak” bilgisini verdi.

Resmi rakamlara göre 14 milyon turisti ağırlayan Antalya özelinde de gelecek yıl için 20 milyon turist tahminlerinin olduğunu belirten Ufuk Gezgin, “Kemer Tekirova’dan Alanya Mahmutlar’a kadar 210 kilometre sahile sahip Antalya’nın tahmin edilen turisti ağırlaması için hiçbir sebep yok. Hele hele turizmi 12 aya yayabilsek bu sayı ve gelir daha da artabilir. Türk mutfağı öncülüğünde dünya mutfaklarının da ülkemizde sergilenmesi konaklamada sürenin aylara yayılması açısından iyi adımlar olabilir. Sonbahar ve kış aylarında ara tatiller de turizme fevkalade destek veriyor” şeklinde konuştu.

Ufuk Gezgin, gelecek yıl turizm sektöründe yüzde 15 büyüme beklediklerini ifade ederken, “Bu oran azımsanmayacak bir rakam. Rusya’daki ve Avrupa’daki turist sayısındaki artış bunun habercisi. Ön rezervasyonlar bile yüzde 10’luk büyümeyi bugünden haber veriyor. Ama net rakamlar yılbaşından sonra daha da gerçekçi olacak. Biz Ela Quality olarak da hedeflediğimiz rakamların altına inmiyoruz” dedi.

turist-1

Ülkemize nitelikli ve zengin turist gelsin

Ülke kaynaklarının tüketimi, çevre ve maliyetler açısından Türkiye’ye daha nitelikli ve zengin turistin gelmesinden yana olduklarını dolayısıyla turist sayısının pek önemli olmadığını belirten Ufuk Gezgin, “Mesela 30 milyon turist gelsin ancak kişi başı da 2 bin dolar para bıraksın. Turist sayısı ne kadar artarsa o kadar maliyet yükseliyor. Çevre ve her türlü kaynağın tüketilmesi adına da fazla turist sorun olarak ortaya çıkıyor. Gelen turist masrafının ötesinde bir geliri bırakmalı ki sektör zenginleşsin ve daha iyi hizmet etsin. Sonra turizm en hızlı istihdam çeken bir sektör. Sektörün nitelikli olarak büyümesi hem işsizliği hem de kısa dönem çalışmayı önler. Turizm personeli 12 ay çalışma imkanı bulur” dedi.

Yabancı turiste kişi başı gelirin artması ve doluluk oranlarının da yüzde 78’leri geçmesi durumunda sektörde yatırımların da artacağına dikkat çeken Ufuk Gezgin, Türkiye’de kapasitelerin dolduğunu söylemek yerine 8 aylık turizm döneminde artan talebi karşılamanın çaresine bakmak gerektiğini dile getirdi. “Tahminime göre yeni yatırımların zamanı gelmiştir” diyen Gezgin, artan kapasite paralelinde pazarlama stratejileri de değişeceğini kaydetti. Turizmin sadece deniz-kum-güneş üçgeninde algılanmaması gerektiğini ilave olarak sağlık, gastronomi, spor, kış, yayla, kültür gibi alanlarla turizmin çeşitlendirilmesi gerektiğini anlatan Ufuk Gezgin, ihtiyaca göre yapılandırılacak turizm ihtiyacının önemine işaret etti.

Esas olan odanızı en pahalıya satmak

Türkiye’nin turizm çeşitliliği açısından dünyanın başta gelen ülkeleri arasında yer aldığını ve yatırımların hızla devam ettiğini anlatan Antalya Ela Quality Resort Hotel Genel Müdürü Ufuk Gezgin, “Turizm argümanı olarak her şeye sahibiz. Elimizdeki değerleri daha fazla nasıl değere dönüştürebiliriz ona bakmamız lazım. Turizmci bütçe yaparken pazarlama stratejilerine dikkat etmeli. Hedefiniz elinizdeki değeri, odanızı veya hizmetinizi en pahalıya satmak olmalı. Avrupalı zaten harcadığı parayı hesap etmiyor, keyfine bakıyor” dedi.

Dünya turizm alanlarına ve otellerine bakıldığında farklı fiyatların öne çıktığını ve bunun tamamen bir pazarlama stratejisinden kaynaklandığını belirten Ufuk Gezgin, “Her ülkede oda satılabilirliği farklıdır. Fransa’daki bir otele İngiliz İP ile girin fiyat farklı, Rus İP ile giriş yapın fiyat farklı, Türk İP ile giriş yapın fiyat yine farklı çıkar. Burada eşit fiyat politikası yok. Bütün oteller bunu uygular. Herkese eşit fiyat politikası olmaz. Bu taleple alakalı. Avrupa sağlam bir pazardır. Terör ve siyasi bir durum olmadığı sürece otelleri doldurur. İç pazar biraz daha bir takım dengelere bağlı” diye konuştu.

Yabancı turisti uzun süre konaklatmanın yollarının aranması gerektiğini ifade eden Ufuk Gezgin, “Hesap şu: Konaklama süresi uzadıkça fiyat düşer, süre azaldıkça fiyat artar. Dolayısıyla 14 gün kalan bir misafirin otel için maliyeti, 4 gün kalan bir misafirin maliyetinden daha az olur. Buna göre fiyat belirlenir. 14 günlük bir dönem içinde bana üç, dört kere farklı misafir gelirse onun ödeyeceği para da elbette yüksek olacak” dedi. Burada erken rezervasyonun önemine dikkat çeken Ufuk Gezgin, cayma ve iptal etme durumunda artık sigortaların devreye girdiğini, erken rezervasyon yapanların her zaman fiyat açısından avantajlı olduklarını söyledi.

Turizmde imaj ve tanıtım vazgeçilmez

 Turizmde gelirlerin artışında ülke imajının son derece mühim olduğunu ve imajı yüksek ülkelerde turizm gelirlerinin de yüksek olduğunu dile getiren Ufuk Gezgin, “Artık ucuz ülke, orta gelirlerin geldiği ülke konumundan çıkıp zengin ülke pozisyonuna geçmemiz gerekiyor. Tabii bunu yaparken turizmde çeşitliliği de beraberinde getirmemiz ve hizmetlerimizi ona göre daha da yukarı seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Mesela Antalya 2,5 milyonluk bir şehir. Nüfusun çoğu çalışmak üzere buraya gelmiş, yerlisi çok az. Dolayısıyla bir yemek kültüründen, başka bir özelliğinden fazla bahsedemiyorsunuz. İnsanlar Antalya’ya sadece tatil köyleri için geliyorlar. Şehirde fazla dolaşmıyorlar. Şehirde turist için para harcayacak yer de yok. Aslında Antalya kadim tarih açısından önemli bir merkez. Buraların tanıtımı turistleri çekecek ve turizme katkı verecek. Siz Rodos’a, İngiltere’ye, Viyana’ya veya İstanbul’a gittiğinizde farklı bir fotoğrafla karşılaşıyorsunuz” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin bölgesinde orta ve alt gelir turisti ağırladığını, aslında ülkenin tarihi ve turistik zenginlik açısından dünyanın birçok ülkesinden daha ileride olduğunu belirten Genel Müdür Ufuk Gezgin, turizm gelirinin artması için ülkenin dünyaya verdiği imajın çok önemli olduğunu söyledi. İstanbul’dan 3 saatlik uçuş mesafesindeki ülkelerde 3 milyar insanın yaşadığına dikkat çeken Gezgin, “Ülkemiz ekonomik anlamda en gelişmiş bölgeler arasında. Destinasyon kapasitemiz son derece yeterli. Ancak imajımızı yansıtacak tanıtım eksikliği çekiyoruz. Ülke tanıtımını turizmciye bırakırsanız bu iş olmaz. Ülkeyi değerleri, kültürü, sanatçısı, sporcusu tanıtmalı” dedi.

Sektörün gelir ve niteliklilik açısından en önemli kollarından birinin kongre turizmi olduğunu belirten Ufuk Gezgin, ülkedeki siyasi ve terör olayları sebebiyle kongre turizminde kayıplar yaşandığını belirtirken Türkiye’nin bu alanda kapasitesinin yüksek olduğunu hatırlattı. Gezgin, Antalya’da da kongre turizme ile ilgili yatırımların yapıldığını gözlemlediklerini kaydetti.

Ela Quality Resort yatırımları sürüyor

Bu yıl iyi bir sezon geçirdiklerini, Kasım ayı olmasına rağmen yüzde 75’lik bir doluluk oranıyla sezonu kapatacaklarını dile getiren Ufuk Gezgin, “Biz dolulukta 7 aylık ortalamalara göre yüzde 78’leri geçen bir performans yakaladık. Ela Quality’de çocuk gibi farklı konseptlerimiz de var. Sadece yurt dışından değil başta İstanbul olmak üzere Bursa, Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep ve Trabzon’dan yerli misafirlerimizi de ağırladık” dedi.

Ela Quality’nin Antalya Demre ve Didim’de iki otel yatırımı olduğunu, ancak henüz inşaata başlanılmadığını anlatan Ufuk Gezgin, “Bakanlık oralarda tahsisler açtı. Demre, Kekova, Kaş buralar muhteşem yerler. Biz de 5 yıllık bekleme süresini tamamladıktan sonra Demre ve Didim’deki tahsislerimizle ilgili 2 yıl daha uzatma istedik. Turizmdeki gelişmeye göre buradaki yatırımlarımızı hayata geçirmeyi planlıyoruz. Her iki otelimizi 500’er yataklı olarak düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi ‘Ela’ bizim çatı markamız. Buradaki otellerimiz adını Ela Family Resort şeklinde isimlendirmek istiyoruz. Burası daha aileye uygun ve ekonomik olacak” bilgisini verdi.

Firmalarının tanıtımlarını yurt dışında ajanslar yoluyla yaptıklarını söyleyen Gezgin, dijital pazarlamaya önem verdiklerini kaydetti.

Yurt dışından personel ithal ediyoruz

Turizmin hızlı döviz kazanma ve istihdam sağlama yönünden baş sektörler arasında yer aldığını yineleyen Ufuk Gezgin, Türkiye’de işsizlik sorununun çözülmesinde turizmin temel bir aktör olarak öne çıkarılabileceğini söyledi. Türkiye’de resmi olarak 4,5 milyon işsiz olduğunu ancak kendilerinin çalışacak insan bulamadıklarını belirten Gezgin, “Bence Türkiye’de işsizlik değil tembellik sorunu var. Maalesef gençlere iş beğendiremiyoruz.  Bu da ailelerden kaynaklı. Çok korumacı bir toplum olduk. Liyakat, beceri olmadan veya eğitilmeyi kabul etmeyenleri siz nasıl istihdam edersiniz” şeklinde konuştu.

Turizm sektörünün özellikle yurt dışından nitelikli eleman ithal ettiğini, Antalya Ela Quality olarak personel ihtiyaçlarını Kazakistan ve Kırgızistan’dan seçtiklerini anlatan Gezgin, personel bulmada devletin turizme yönelik uyguladığı farklı asgari ücret sisteminin de katkı verdiğini belirtti. Gezgin, işlerin yavaşlamasıyla kış sezonunda personel eğitimlerine ağırlık verdiklerini kaydetti.

Turizmci yeni vergileri hoş karşılamadı

Sektöre yönelik son olarak uygulanmasına karar verilen konaklama vergisinin turizmci açısından pek hoş karşılanmadığını ve söz konusu vergilerin işletmeler için önemli bir maliyet oluşturduğunu dile getiren Ela Quality Resort Hotel Genel Müdürü Ufuk Gezgin, “İlk yıl yüzde 1, ikinci sene ise yüzde 2 oranında uygulanıyor. Bu oranlar ciro üzerinden alınıyor. Bizim yüzde 6-7 oranında kârımızı eksi olarak etkiliyor. Bu vergi oteldeki harcamalardan da alınıyor. Adil vergi sistemi sektörü daha da büyüteceğine inanıyorum” dedi. Konaklama vergisinin yanında bir de turizm tanıtma ajansına yönelik binde 7,5’luk bir vergiye muhatap olduklarını anlatan Ufuk Gezgin, söz konusu verginin de sadece kendilerine yılda 250 bin euroluk bir vergi yükü getirdiğini, içeceklerdeki ÖTV’nin de ciddi bir maliyet oluşturduğunu kaydetti. Ufuk Gezgin, turizmcinin ihracatçı kapsamında değerlendirmesini de önerdi.

ABONE OL