SON DAKİKA
Denizcilik Çarşamba 14 Temmuz 2021 08:31

LİBYA LOJİSTİK ÜSSÜ 100 MİLYON İNSANI REFAHA KAVUŞTURUR

Karanfil Group CEO'su Fatih Sarı, "Libya'nın jeopolitik açıdan sunduğu avantajların farkındayız, kurulacak ticari üsle birlikte Libya, Kuzey Afrika'da 100 milyon insanın ekonomik anlamda rahatlıkla yaşayabileceği bir ülke haline gelebilir" dedi.

Libya lojistik üssü 100 milyon insanı refaha kavuşturur

Röportaj: Gökhan ÖZ

Başta tekstil olmak üzere gıda, inşaat, mobilya, madencilik, savunma, güvenlik teknolojileri, yedek parça ve sağlık malzemelerini de kapsayan çok geniş bir yelpazede hizmet veren Karanfil Group CEO’su Fatih Sarı, gruba bağlı KRN Lines markasıyla ana pazarları Libya’ya düzenli RO-RO seferleri başlattıklarını söyledi. İki ülke arasındaki ticari hacmi artırmayı ve Türkiye ihracatına önemli ölçüde katkı sağlamayı hedeflediklerini söyleyen Sarı, “Günümüzde uluslararası arenada erişilemez noktanın kalmadığını ve dünyada ciddi fırsatların olduğunu düşündüğümüz ülkelerden Cezayir ve Afrika’yı da ana pazarlar arasına ekledik. KRN Lines özelinde 2 yılda 10 gemiye ulaşma hedefimiz var. Türk denizciliğinin daha ileri seviyelere gelmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz” dedi. Sarı ile Libya’daki yatırımlarını, kurulacak lojistik üssün Türk sanayicisi ve üreticisine katkılarını ve konteyner krizini konuştuk. 

Ana pazarlarımız: Libya, Cezayir, Afrika

Öncelikle Karanfil Group’u kısaca anlatır mısınız? Ağırlıklı olarak hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorsunuz?

Karanfil Group olarak 7 şirketimizle 16 farklı sektörde hizmet veriyoruz. Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatına katkı sağlıyoruz. Ticaretimizin ilk adımlarını Libya’da attık. Libya coğrafyasını ve kültürünü yakından takip ettiğimiz için bu bölge ilk ana pazarımız haline geldi. Günümüzde uluslararası arenada erişilemez noktanın kalmadığını ve dünyada ciddi fırsatların olduğunu düşündüğümüz ülkelerden Cezayir ve Afrika’yı da ana pazarlar arasına ekledik. Başta tekstil olmak üzere gıda, inşaat, mobilya, madencilik, savunma, güvenlik teknolojileri, yedek parça ve sağlık malzemelerini de kapsayan çok geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz.

Uluslararası nakliyede Libya ve tüm Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere; denizyolu taşımacılığı, havayolu taşımacılığı ve karayolu nakliye hizmetleri ile kıtaları birbirine bağlayan, uluslararası taşımacılık ağına sahibiz. Bunun yanı sıra başta tekstil, mobilya, gıda, ilaç ve mutfak eşyaları gibi ihracat mallarının depolanmasına yönelik İstanbul Başakşehir’deki 2.500 m2’lik depolama alanı ve İstanbul Laleli’de bulunan 3 ayrı ofis deposuyla müşterileri için güvenilir bir çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz. Libya’nın Tripoli, Bingazi, Misurata, Bayda, Zliten, Tobruk, Zultun, Hums ve Zawia şehirlerinde şubeleri bulunan şirketimizin, bölgedeki güçlü organizasyonel yapısını ve etkin iletişim ağını her geçen gün genişletiyoruz.

KRN Lines olarak Libya’ya hangi yükleri taşıyorsunuz? Türk ve Libya limanlarına dair yatırım çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Yük grubu; yürür ve çekilebilir araçlar, iş makinesi, dorse, treyler, tank, tüm konteyner çeşitleri, statik-proje ve konvansiyonel yüklerden oluşuyor. İstanbul, Kocaeli, Samsun, İzmir, Mersin, İskenderun limanlarından Libya Misurata Limanı’na direkt RORO & Konteyner taşımacılığı yapıyoruz. 

2 yılda 10 gemiye ulaşacağız

Türkiye’nin Libya ve Afrika’ya ticaretini arttıracak bir hamle yaptınız. KRN Lines olarak Libya’ya düzenli RO-RO seferleri başlattınız. Bu seferler Türk üreticisine, sanayicisine nasıl avantaj sağlayacak? Konteyner taşımacılığı alanında yeni yatırım planlarınız ve projeleriniz var mı?

Filoya katılacak yeni konteyner gemilerimizle Türkiye-Libya arasında haftalık düzenli konteyner hat servisine başlamayı amaçlıyoruz. Böylece iki ülke arasındaki ticari hacmi artırmayı ve Türkiye ihracatına önemli ölçüde katkı sağlamayı hedefliyoruz. Teknolojik yatırımlarımızla beraber yarattığımız katma değerler doğrultusunda deniz taşımacılık sektöründe sürdürülebilir büyüme hamleleri gerçekleştireceğiz. KRN Lines özelinde 2 yılda 10 gemiye ulaşma hedefimiz var. Deniz taşımacılığında tüm dünyayla irtibatta kalarak Türk denizciliğinin daha ileri seviyelere gelmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz.

Mersin’den düzenli hatlar başlatacağız

Libya’daki şubeleşme faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Türkiye’de son olarak Gaziantep’te bir şube açtınız. Geniş coğrafyada önemli bir marka olma vizyonuyla açtığınız şubeler Türk ekonomisine ve bölge halkına ekonomik anlamda nasıl yansıyacak? Sırada hangi illere yatırımlarınız olacak? 

Türkiye’nin farklı bölgelerinde sanayici ve üreticileri, ikili ilişkilerimizin güçlü olduğu ülkelerdeki iş insanları ile buluşturabilmek hedefiyle şubeleşme yatırımlarına devam ediyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren beşinci ili konumundaki Gaziantep şubemizin açılışını gerçekleştirdik. Bursa, İzmir ve Konya şube açılışları için de çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayede Libyalı iş insanlarını bu şehirlerin üreticisiyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Gaziantep şube yatırımı sonrasındaki geri bildirimlerden son derece memnunuz, yük potansiyeli ve gelen talepler dikkate alındığında, Mersin veya İskenderun limanlarından Düzenli Hat seferlerini başlatmayı planlıyoruz.

Lojistik merkez şehir formunda oluşturulmalı

Libya Türkiye için Afrika kıtasında nasıl bir geçit kapısı olacak? 

Ülkenin jeopolitik açıdan sunduğu avantajların farkındayız. Dolayısıyla kurulacak ticari üsle birlikte Libya, Kuzey Afrika’da 100 milyon insanın ekonomik anlamda rahatlıkla yaşayabileceği bir ülke haline gelebilir. Türkiye’den Libya’ya ürünler deniz yolu ile üç günde gidiyor. Libya’dan Afrika’nın içine doğru açılacak güvenli bir ticaret yolu, ürünlerin iç kısımlara teslimini bir iki haftaya indirecektir. Gümrük vergisi oranlarının düşük kalması, ulaşımın daha az maliyetli olması gibi kolaylıklar da düşünülünce kesinlikle iş insanlarımızın dikkat kesilmesi gereken bir coğrafyadan söz ediyoruz.

Ülkeler arası ticaretin geliştirilmesi için gerekli olan en önemli hususlardan biri de; dış ticaretin üzerinde yürüdüğü altyapı ve operasyon unsurlarından biri olan lojistik imkan ve kabiliyetlerin geliştirilmesidir. Lojistik Merkezi, temel olarak ofis, depolama ve fuar alanları ile otel, AVM, ibadethane ve diğer sosyal yaşam alanlarının da içinde bulunduğu büyük bir iş yerleşkesi hüviyetinde projelendirilmelidir.

Konteyner krizi 2022 sonuna kadar sürer

Pandemiyle ortaya çıkan arz sıkıntısı konteyner piyasasında krizi neden oldu. Uzmanlar büyük bir krizin kapıda olduğu uyarısında bulunuyor. Sizce konteyner krizinin asıl sebebi ‘fırsatçıların hortlaması mı?’, Türkiye çözüm noktasında hangi yolları izlemeli. Fiyatlar ne zaman kadar böyle gider?

Pandeminin neden olduğu tüm dünyadaki kapanma, deniz taşımacılığı ve lojistik sektöründe ciddi sıkıntılara yol açtı. Bu sıkıntıları 2 ayrı başlıkta konteyner ekipman krizi ve gemi tedariği olarak ikiye ayırabiliriz. Kapanma sebebiyle ihracat ve ithalat limanlardaki ve gümrüklerdeki iş gücü kapasitesinin düşmesi, daha önce planlanan sevkiyatların yavaşlamasına veya yapılmamasına sebep oldu. Ticari olarak öngörülemez ciddi bir kapanma ve daralma süreci yaşamakta olan Armatörler, İlk tepki olarak kirada bulunan konteyner ekipmanlarını ve yapılamayan seferler sebebiyle yüksek maliyetli kiradaki gemilerini kiradan çıkartarak bu süreci yönetmeye çalıştırlar. 

Çin, Dünyanın geri kalanından daha erken ihracat sevkiyatlarına başlasa dahi, diğer ülkelerdeki kısıtlamalar sebebiyle göndermiş olduğu ekipmanları yeni yüklemeler için boş olarak pozisyonlayamaması, konteyner ekipman krizine, kiradan çıkartılan gemilerin eksikliği mevcut gemilerde yer sıkıntısına sebep oldu. Her ne kadar alınan önlemler ile konteyner krizi daha kabul edilebilir seviyelere düşmüş olsa da, gemi kiralarının aşırı yükselmesi, hem yeni gemilerin kiraya girememesi dolayısıyla mevcut gemilerde yer sıkıntısına hem de navlunların hatırı sayılır derecede artmasına sebep oldu. 

Tekrar Normalleşme sürecine giren dünyamızda, gemi arzının kısıtlı olmasına karşın, yük taleplerindeki artış, önümüzdeki sürecin en azından 2022 son çeyreğine kadar devam edeceğini öngörmekteyiz.

10 milyar dolarlık ihracat hedefini Lojistik üsle yakalarız  

Libya'ya ihracatımız yılın ilk 6 ayında 2020'nin aynı dönemine göre %72,3 artarak 1,19 milyar dolara yükseldi. Libya’ya kurulacak lojistik üs Türkiye’yi tedarik zincirinde stratejik bir konuma getirir mi?

Akdeniz çıkışlı bir ürün, Süveyş Kanalı’ndan geçerek Cibuti Limanı’na iniyor ve uzun bir kara yolculuğunun ardından tüketiciye ulaşıyor. Eğer varış noktası Orta Afrika ise ulaşım daha da zorlaşıyor. Tüm bu etkenler ihracat ürünlerinin tesliminde 1-2 aylık sürelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Lojistik maliyeti bir yana, zamandan doğan büyük bir kayıp söz konusu. Oysa Libya, Türkiye’ye deniz yolu ile 3 günlük mesafede yer alıyor. Türkiye’den Libya’ya 3 günde giden ürünler, sonrasında hava yolu kullanılması halinde 4’üncü günde Afrika’da oluyor. Kara yolu tercih edildiğinde ise Orta, Doğu ve Batı Afrika’ya Libya üzerinden ürünler 1 hafta içerisinde ulaştırılabilir. Dolayısıyla 10 milyar dolarlık ihracat hedefimizi yakalayabilmek için Libya’da hayata geçirilecek lojistik üs projesini önemsiyoruz.

Gelecek 50 yılın parlayan yıldızı: Afrika

Türk denizcilik sektörünün önündeki fırsatlar ve tehditler neler?

Günümüzde dünya ticaretinin %83 ü denizyolu taşımacılığı ile yapılmaktadır. Türkiye 28,5 milyon dwt toplam kapasitesi ile dünyanın en büyük filo sıralamasında 15. Sırada yer almaktadır. Dünyadaki jeopolitik gelişmeler, kıtalar arası ticari bağlar yaratacak büyük projeler, uluslarası çevre uygulamaları yeni pazar ve güzergahların oluşumu deniz ticaretimize yön verecektir. Afrika’nın gelecek 50 yılın parlayan yıldızı olacağı öngörülmekte olup Türk denizciliği  hedefine Afrika’yı almak zorundadır.

Libya, Süveyş Kanalı’na alternatif 

Mısır’ın Süveyş kanalında mart ayında "The Ever Given" isimli geminin kazası sonucu deniz trafiği 6 gün boyunca durdu. Sonrasında yaşanan süreç ve deniz trafiğinin durma noktasına gelmesi sizce Misurata’yı deniz ticaretinde stratejik bir noktaya getirir mi?

Kızıldeniz ve Akdeniz'i arasında yer alan Süveyş kanalı, Asya ile Avrupa arasındaki en kısa yol.  Küresel ticari nakliyatın yüzde 10 ila 12'si ve petrol sevkiyatının yüzde 2,5'i Süveyş Kanalı'ndan geçiyor. 2019'da 19 bin geminin taşıdığı yaklaşık 1,2 milyar ton bu kanaldan geçti; bu rakam o yıl deniz yoluyla taşınan tüm malların yaklaşık 8'de biri. Aralarında petrol, elektronik eşyalar, otomobil, gida, tekstil ürünleri gibi çeşitli mallar taşıyan yaklaşık 370 geminin bu süreçte geçiş yapamaması, Pandemi sebebiyle bir yıldır sevkiyatlarda yaşanan gecikmelerin üzerine krizi daha da büyütmüş oldu.

Yaşanan süreci Libya özelinde değerlendirdiğimizde, Hem Avrupa’nın hem de Orta Asya ve Uzak Doğu’nun Türkiye üzerinden Afrika pazarlarına erişim sağlama konusunda, Süveyş Kanalı’na alternatif önemli bir rol üstlenerek, “Lojistik Üssü” olacağını öngörmekteyiz. 


ABONE OL