SON DAKİKA
İTHALAT VE İHRACAT Cuma 31 Aralık 2021 02:17

İHRACATÇI YATIRIM İÇİN ATAĞA GEÇTİ

Portföy yatırımlarına dayalı sıcak para sisteminden yatırım – üretim – istihdam ve ihracat modeline yönelen iş dünyasında kapasiteler doldu. Kapasite Kullanım Oranı'nın yüzde 80'e dayandığı Aralık'ta ekonomiye yönelik güven aylık bazda gerilese de yıllık trendin iyimser patikada seyrettiği gözleniyor.

İhracatçı yatırım  için atağa geçti

Sedat YILMAZ

Pandemiye rağmen üretim gücünün önemli bölümünü kullanan Türkiye, kapasite kullanımda potansiyeliyle aynı çizgiye geldi. İhracat yapabilmek için yaklaşık 100 dolarlık gelirin 65 dolarını ithalata ayıran iş dünyası içinde bulunduğu kısır döngüyü aşmak için ithal ikamede yatırımlar planlıyor.

Kapasite Kullanım Oranı’nın yüzde 80’e dayandığı Aralık’ta ekonomiye yönelik güven aylık bazda gerilese de yıllık trendin iyimser patikada seyrettiği gözleniyor. Portföy yatırımlarına dayalı sıcak para sisteminden yatırım – üretim – istihdam ve ihracat modeline yönelen iş dünyasında kapasiteler dolarken üretime için yeni ünite yatırımlarına öncelik veriyor. İhracatçı dalgalı kur ortamında yatırım yapmanın risklerini dağıtma konusunda da ekonomi yönetiminden destek bekliyor.

Rekor ihracatların sürdürülebilir hale gelmesi için ihracatçının yeni makine ve üretime yatırım yaparak Aralık’ta yüzde 78,7’ye ulaşan kapasite kullanım oranını yükseltmesi gerekiyor. İş dünyası kurun dengelenmesini beklerken diğer taraftan uzun vadeli kolay ödenebilir finansmana ulaşma peşinde.

KKO güvende yükseliyor

İş dünyasının güven ortamında yüksek üretim doluluğuna ulaşması Kapasite Kullanım Oranı’nı (KKO) 80’ler seviyesine yaklaştırdı. Aralık’ta imalat sanayi kapasite kullanım oranı, 0,6 puan artış ile yüzde 78,7 olurken mevsimsellikten arındırılmış KKO ise yüzde 78,4 seviyesinde gerçekleşti.  

Diğer yandan Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) aylık yüzde 1,7 düştü ancak 110,1’le güçlülüğünü koruyor. Hizmet sektörü 118,8, perakende ticaret sektörü 121,5 iyimser olarak yolculuğuna devam ederken, toparlanma sürecindeki inşaat sektörü de 90 ile iyimserlik sınırına yaklaştı.

Tüketici Güven Endeksi bir önceki aya göre Aralık ayında yüzde 3,1 oranında azalarak 68,9 değeriyle hayat pahalılığı konusunda ikazda bulunuyor. Ekonomik Güven Endeksi ise Aralık’ta yüzde 1,8 oranında azalmasına karşılık 97,6 değerinden yukarıya çıkmak için gelecek yılı bekliyor.

RKGE ve Sektörel Güven Endeksleri sıfır ile 200 arasında değerlendiriliyor. 100’ün üzerindeki rakamları iyimser, 100’ün altındaki rakamları kötümser beklentileri; 100’e eşit rakamlar ise istikrarlı beklentileri işaret ediyor.

Ekonomi iyimser tarafta

Pandemi sürecinde ekonomiye güvenin rakamlara yansıdığı ve özellikle Aralık ayına kadar devam eden Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verilerindeki yükselişler gerçek ekonomiye dair kanaatleri hep üst seviyede tuttu. 4’üncü çeyrekte yavaşlama tahminleri paralelinde RKGE’nin Aralık ayında 2,3 puan azalmasına karşılık 106,1 seviyesinde gerçekleşmesi, özellikle mevsimsellikten arındırılmış RKGE’nin sadece 1,9 puan azalarak 110,1 olması ekonominin iyimser tarafta olduğunu gösterdi.

Yine aynı dönemde İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) yeni varyanta rağmen 0,6 puan artışla 78,7 şeklinde güçlülüğünü koruması, sanayi üretiminin aylık yüzde 0,6 ve yıllık yüzde 8,5 artması reel sektörün direncini gösteren büyümeye etki eden önemli datalar arasına girdi.

Neticede yıllık bazda Türkiye ekonomisinin yüzde 10’un üzerinde çift haneli büyüyeceği ortaya çıktı. Türkiye reel ekonomi olarak kur, salgın, mal tedariki ve dış risklerden etkilense de tüm olumsuz şartlara rağmen aldığı tüm ekonomik tedbirlerle yürüyüşünü devam ettirdi.

İhracat in, sıcak para out

Pandemiyle birlikte üretim, istihdam ve beraberinde ihracatın gerekliliği anlaşıldı. Geçen son 2 yılı pandemi tedbirleri, ekonomiyi ayakta tutma ve pandemi sonrasına hazırlanma şeklinde geçiren Türkiye, konjonktürün de verdiği destekle maliye ve para politikalarıyla sıcak para modelini terketti ve üretim – ihracat modeline yöneldi.

2022 yılı Para ve Kur Politikası Raporu’nu yayımlayan TCMB de ihracatçılar başta tüm iş dünyasının şikayet ettiği kur dalgalanmasına karşı “döviz korumalı mevduat” enstrümanı doğrultusunda yabancı para yükümlülüklerinde maliyetleri artırdığını, TL mevduat gelişimini bütün araçlarıyla destekleyeceğini ve Rezerv Opsiyon Mekanizması’nın (ROM) tamamen kaldırıldığını açıkladı. Hatta yürütülen politikanın uygulamada olduğu gösterme açısından ilk TL uzlaşmalı vadeli döviz ihalesi gerçekleşti.

Politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e kadar çeken Türkiye, düşük faiz – serbest kur ortamında ekonomide yeni bir yol haritası belirledi. TCMB de 2022 Para ve Kur Politikası raporuyla söz konusu modeli perçinledi. Özellikle ticarette fiyat belirlemesini kolaylaştırmak için ihracatçı ve ithalatçı firmalara forward kur verilmesi modelin en önemli uygulamalarından biri olarak görülüyor.

Küresel pay yüzde 1’e çıktı

Türkiye’nin ihracat odaklı yeni ekonomi modeliyle ilgili kur ve hammadde ithalatı hariç birçok konunun çözüldüğü görülüyor. Küresel ihracattan 2013 yılında yüzde 0,86 pay alan Türkiye bugün artık bu payı yüzde 1’e taşımış durumda.

Türkiye’yi ihracatta başarılı kılan sektörler turizm, sanayi, ticaret ve hizmet sektörleri, demir – çelik, un – hububat, yılbaşına göre 5 kat büyüyen savunma ve havacılık, kuru meyve ve mücevher şeklinde başı çekiyor. Ülkede ileri teknoloji ihracatının payı giderek artarken orta – yüksek teknolojinin ihracattaki payı çıkış için zemin arıyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ihracat yapan şirketlerin yüzde 60,8’i, çalışan sayısı en fazla 9 olan mikro işletmelerden oluşuyor. 250’den fazla kişi çalıştıran şirketler ise sayıca az olsalar da ihracatta en büyük paya sahip bulunuyor. Diğer taraftan artan ihracata karşılık bir rapora göre Türkiye’de ihracatçı olma potansiyeli bulunan şirketlerin yüzde 33’ü ihracat yapmıyor.

Kurda istikrar, yatırıma destek

Piyasada dengeyi ve faaliyet ve fiyatlarda istikrarı önemseyen iş dünyası genişleme politikaları ve üretimin ucuzlaması açısından faiz indirimlerine olumlu bakıyor. TCMB’nin faiz indirimine karşılık özel bankalardan faiz indirimlerinin gelmemesi, kredi maliyetlerinin ucuzlamaması, tahvil faizlerinin resmi faiz yüzde 14’ün en az 100 baz puan üzerinde olması ve kur konusunda belirsizlik yaşamaları iş dünyasında yatırım yapma şikayetlerini artırıyor. Kapasite artırmayı planlayan iş dünyası ihracattaki artışı da KKO’daki yükselişe bağlıyor.

İhracatın büyümeye katkısının bu yıl 3’üncü çeyrekte yüzde 6,8, son 3 çeyrekte yüzde 5,1 olduğunu dile getiren iş dünyası yetkilileri, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle’nin sözlerine atıfta bulunuyorlar. Yetkililer, “Başkan İsmail Gülle, ‘Hedefimizi artık her ay 20 milyar dolar ve üzeri ihracat olduğunu görürsek önce 250 milyar dolar akabinde de 300 milyar dolar rakamına çok rahat ulaşırız’ dedi. Biz de aynı yolu takip ederek yatırımları artırmak için kapasite büyütmek zorundayız” diyorlar.

İş dünyası temsilcilerinden Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Ahmet Fikret Kileci, 13 bine yakın firmalarının ihracatçı olduğunu ve bölgeden 198 ülkeye ihracat yaptıklarını belirtiyor ve “2020 yılında 9,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2021’de yüzde 30 büyüdük ve yılı 12 milyar dolara yakın ihracat seviyelerinde kapatmaya hazırlanıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

İthalatı azaltan destek talebi

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki artan talebin karşılanması için kapasite büyütmek gerektiğini, halen yatırım hazırlığının olduğunu, söz konusu ortamda ihracatı artıran ve ithalatı düşüren yatırımlara destek beklediklerini belirtiyor.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz her zaman rekabetçi kur ve fiyat istikrarı isterken İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Koçak kur oynaklığı sebebiyle üretim ve ihracat imkanlarının zorlaştığını belirtiyor.

İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç de ihracatçının sabit ve istikrarlı bir kur politikası istediğini, Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger ise, ithal edilen hammadde konusunda rekabetçiliğin önemine değiniyor.