SON DAKİKA
Madencilik Salı 14 Mart 2023 02:48

İHRACAT HEDEFİ 30 MİLYAR DOLAR

Türkiye'nin stratejik sektörü olarak ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sunduklarını belirten İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, "Gelişmiş ülkeler seviyesinde üretimle ihracatımızı 6 milyardan 30 milyar dolar seviyelerine çıkarabilir, en çok ihracat gerçekleştiren sektörlerden olabiliriz. Madenlerimizi üreterek ekonomiye kazandırabilir, entegre tesisler kurarak cari açığımızı kapatmada madenlerden katkı sağlayabiliriz" dedi

İhracat hedefi 30 milyar dolar

Çağlar ÇAĞATAY

Doğal gaz ve petrol kaynakları açısından ülkemiz zayıf bir noktada yer alsa da jeopolitik konumu nedeniyle madenler ve maden türü çeşitliliği bakımından çok zengin. Bu noktada da ülkenin yer altı kaynaklarının verimli kullanılması büyük önem arz ediyor. Gübreden altına, demir çelikten kömüre kadar günlük hayatımızda kullandığımız tüm ürünler için maden sektörüne ihtiyacımız var. Türkiye’nin stratejik sektörü olarak ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sunan madencilik sektörü de, gelişmiş ülkeler seviyesinde üretim yapabilmek için çalışmalarına hız verdi. Sektör temsilcileri, 6 milyar doları aşan ihracatını 30 milyar dolar seviyelerine çıkararak, Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren sektörleri arasında yer alma hedefiyle hareket ediyor. Türkiye’nin ham madde bağımsızlığını yakalaması, madenlerin üreterek ekonomiye kazandırılması, entegre tesisler kurularak cari açığı kapatma noktasında madenlerin katkısının büyük olacağının altını çizen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya ile Türk maden sektörünü ve ihracatın geliştirilmesi için yapılması gerekenleri konuştuk. 

Madencilik sektörünün gelişmesi ve Türkiye’nin ihracatının üst seviyelere çıkması için yaptığınız son dönem çalışmalardan söz eder misiniz? 

Ülkemiz doğal gaz, petrol kaynakları açısından zayıf bir noktada. Bu yüzden ülkenin yeraltı kaynaklarını en verimli şekilde kullanmalıyız. Eğer madencilik konusunda gelişmiş ülkeler seviyesinde üretim yapabilirsek yıllık ortalama 6 milyar dolar ihracatımızın 30 milyar dolar seviyelerine çıkabileceğini söyleyebiliriz. Eğer bu rakamlara ulaşabilirsek Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren sektörleri arasında yer alabiliriz. Böylece ham madde anlamında da bağımsızlığımızı yakalayabilir, madenlerimizi üreterek ekonomiye kazandırabilir, entegre tesisler kurarak cari açığımızı kapatma noktasında madenlerden katkı sağlayabiliriz. İMİB olarak; ihracatı geliştirmek ve yeni pazarlar yaratmak için sektörel ticaret heyetlerine ağırlık veriyoruz. Ana pazarlarımız olan Çin ve AB pazarlarında oluşmuş olan açık nedeniyle ticaret heyeti programları ile ihracatçılarımızın önünü açmaya devam edeceğiz. İhracatçılar olarak durmak gibi bir niyetimiz yok. Ülkemizin ihracatına ve istihdamına katkı sunmak için var gücümüzle çalışacağız. Bu kapsamda İMİB tarafından; 2023’te ilk Türk Doğal Taşları Sektörel Ticaret Heyeti programımız 21-27 Ocak tarihleri arasında Suudi Arabistan’da gerçekleştirildi. Organizasyona katılım sağlayan 17 firmamız heyetin ilk durağı olan Riyad'da 300'den fazla ikili iş görüşmesi sağladı. İkinci durak olan Cidde şehrinde ise 41 satın almacı ile toplamda 406 ikili iş görüşmesi yapıldı. Şubat ayındaki programımız ise 22-25 Şubat 2023 tarihlerinde Vietnam’ın Ho Chi Minh City şehrinde düzenlendi. 4-11 Mart 2023 tarihleri arasında ise “Türk Doğal Taşları Endonezya-Tayland Sektörel Ticaret Heyeti” gerçekleştirilecek. Yine mart ayında 13-16 Mart 2023 tarihleri arasında “Türk Doğal Taşları Katar Sektörel Ticaret Heyeti” düzenleyeceğiz. Suudi Arabistan’da düzenlenecek olan Türk İhraç Ürünleri Fuarı (TurkExpo) ile eş zamanlı olarak 18-21 Mart 2023 tarihleri arasında “Türk Doğal Taşları Suudi Arabistan Sektörel Ticaret Heyeti” gerçekleşecek. Aynı zamanda 20-23 Mart 2023 tarihleri arasında ‘Türk Doğal Taşları İsrail Sektörel Ticaret Heyeti de Tel Aviv şehrinde gerçekleştirilecektir. Bu yıl, 18-21 Nisan 2023 tarihleri arasında 33.kez düzenlenecek Coverings 2023 Fuarının 21. kez, 26-29 Eylül 2023 tarihleri arasında İtalya’nın Verona kentinde 57.’si gerçekleşecek olan Marmomac Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nın milli katılım organizasyonu bu yıl 13. kez Birliğimizce organize edilecek. Sektörün en büyük fuarlarından olan söz konusu organizasyonlara Türk firmalarımızla katılım sağlayacağız. Diğer taraftan 2023 yılında doğal taş sektöründe Mısır, Fransa, Kuveyt-Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya, Singapur, Meksika, Özbekistan, Kazakistan, Güney Kore, Kanada, Birleşik Krallık ülkelerine yönelik sektörel ticaret heyeti gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Maden sektörünün, ülkenin gelişimi için çok önemli olduğunu söylüyoruz. İşte bu yüzden madenlerin ve madenlerde çalışan ülkenin geleceğini inşa eden madencilerin seslerinin daha çok çıkmasını amaçlıyoruz. Maden sektörünün ve madencilerimizin Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçilmez olduğunu tüm kesimlere yorulmadan anlatmaya devam edeceğiz.

tım

Madencilik sektöründe sürdürülebilir gelecek için sorumlu madencilik çerçevesinde rezervleri sona eren maden sahalarının rehabilite edilmesi için yapılan çalışmalar sizce hangi noktada? Anlatır mısınız? Tarım faaliyetlerinin gelişmesi anlamında yorumlarınızı alabilir miyiz?

Türkiye’de madencilik üzerinde oluşturulmaya çalışılan olumsuz bir algı var. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) olarak; Türkiye’nin geleceğinin madenler olduğunu her ortamda dile getiriyoruz. Türkiye’nin geleceği madenlerde derken, ‘önce insan, sonra çevre, sonra maden’ diyerek çevreyi önceleyen, tarımı sahiplenen önceliği insan olan bir politika ile hareket ediyoruz. Maden sektörünün ülkenin gelişimi için çok önemli olduğunu söylüyoruz. İşte bu yüzden madenlerin ve madenlerde çalışan ülkenin geleceğini inşa eden madencilerin seslerinin daha çok çıkmasını amaçlıyoruz. Maden sektörünün ve madencilerimizin Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçilmez olduğunu tüm kesimlere yorulmadan anlatmaya devam edeceğiz. Bir ülkenin kaynağı varsa bunun çıkarılması gerektiğini, ülkenin gelişimi için bunun şart olduğunu biliyoruz. Uluslararası Enerji Ajansı bir rapor yayınladı. Raporda, yeşil dönüşüm için madenlerin stratejik önemde olduğu kaydedildi. Yani çevreye zarar vermekle suçlanan madenler, temiz enerjiye geçişte çok büyük öneme sahip. Yeşil enerji madenler üzerine kurulacak, yeşil enerjinin kalbinde madenler yer alacak. Madenlere kirli denmeye devam edilirse temiz enerji diye bir şey olmayacak aslında. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan yol almamız gerekiyor. Madenden herkes faydalanıyor ancak kimse sahiplenmiyor. Madene karşı çıkan herkesle bir masa etrafında toplanmak istiyoruz. Topluma her şeyin açıklıkla anlatılmasını istiyoruz. İşini iyi yapanla, kötü yapanın ayrıştırılmasını istiyoruz. Genellemeye itiraz ediyoruz. Biz zeytin ya da maden çelişkisine çekilmekten son derece rahatsızız. Zeytincilikle birlikte, madencilik de yapılabilir. 

Madencilik sektörünün sorunları arasında enerji ve ruhsatlandırma ön plana çıkıyor. Görüşlerinizi alabilir miyiz?

İzin süreçlerinin uzunluğu gerçekten hem sektör hem de ülke açısından büyük sorun. Yatırımların gecikmesi ülke ekonomisi ve cari açık açısından büyük bir kayıp oluşturuyor. Diğer yandan, maden sektöründe hali hazırda yatırım yapmış birçok iş insanı süreçlerle ilgili büyük sıkıntılar yaşamakta bu süreçler sektör açısından motivasyon, para ve zaman kaybı oluşturuyor. Eskiden ruhsatlar iki ayda çıkıyordu. Biz, bu sürecin tek bir elden hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Maden sektörünün potansiyelini tam olarak kullanmasını sağlayabilirsek, maden ihracatının 30 milyar dolara çıkacağını biliyoruz. Bu hedef doğrultusunda İMİB olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü Türkiye’deki maden sektörünün çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu biliyoruz. Bugün neredeyse madencilerin tümü yenilenebilir enerji üretimi için gerekli kanuni alt yapının düzeltilmesi, üretimin önündeki en büyük engel olan izin süreçlerinin hızlandırılmasını beklemektedir. Gerek madencilik yaptığımız sahalarda gerekse işletmelerimizde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve yatırım yapmak için finansman desteği, teşvik gibi konularda da devletimizden destek beklemekteyiz.

Jeopolitik konumumuz nedeniyle ülkemiz madenler bakımından ve maden türü çeşitliliği çok zengin. Ülkemiz topraklarından çıkarılmayı bekleyen rezervler hakkında yorumlarınızı alabilir miyiz?

Eskişehir’de Nadir Toprak Elementleri konusunda gelişmeler yaşanıyor. Beylikova’da ciddi bir rezerv var. Pilot tesis kurulma çalışması başladı. Bu tesis yıllık 1200 tonluk kapasiteye sahip. Büyük tesis yatırımının ardından ise yıllık kapasite 570 bin ton olacak. Dünyadaki 17 Nadir Toprak Elementi’nin 10’u Eskişehir’de var. Bu elementler; hibrit motorlardan cama, seramikten uçak alaşımına kadar onlarca alanda kullanılıyor. Hatta NASA’nın roketlerinde dahi Nadir Toprak Elementleri kullanılıyor. Yine Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgar santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgar panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor. Tüm bunların dışında, çıkarılmayan madenler sebebiyle ülke ithalata başvuruyor. Gübreden altına, demir çelikten kömüre kadar 40 milyar dolarlık ithalat yapılıyor. Koca bir tarım ülkesiyiz ancak, gübre ithal ediyoruz. Biz, bu noktada tarımı önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Gübre için dahi madenlere ihtiyaç duyulurken, madencilerin tarım alanlarına zarar verdiğinin düşünülmesi bizleri rahatsız ediyor ve derinden üzüyor.

Madencilik sektörü 197 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Ana pazarlar hangileri?

Geçen yıl maden sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler sıralamasında yüzde 14,71’lik gerilemeye rağmen Çin ilk sırada yer aldı. Çin’e yapılan ihracat 1,4 milyar dolar oldu. İkinci sıradaki ABD’ye 630 milyon dolarlık ihracat yapılırken, geçen yılın aynı dönemine göre artış yüzde 11,8’i buldu. Üçüncü sırada ise yüzde 47,59 artışla Bulgaristan yer aldı. Bulgaristan’a ihracat 386 milyon dolara yükseldi. Yüzdesel anlamda en dikkat çekici artışlardan birisi yüzde 56,19’luk artışla 335 milyon doları geçen İtalya’da oldu. 

Sektör geçen yılı 6,4 milyar dolar ihracatla kapattı. Maden sektöründe 2023 nasıl başladı? Yıl sonuna kadar öngörülerinizi, hedeflerinizi alabilir miyiz?

2022 başında 7,5 milyar dolarlık ihracat hedefiyle yola çıkmıştık. İlk 6 ay yüzde 25’lik artışla devam ediyorduk. Ancak, sonrasında ABD’deki ve AB’deki resesyonun etkilerini görmeye başladık. Çin’de de koronavirüs etkileri devam edince sektörün ihracatı yavaşladı. Bu gelişmeler dikkate alındığında hedefimize ulaşamadık. Ancak, yine de maden sektörü olarak yüzde 9,13’lük ihracat artışını yakalamayı başardık. 2022’yi yaklaşık 6,5 milyar dolarlık ihracatla kapattık. Bu yıl için de benzer durumlarla karşı karşıyayız. 2023’ün ilk 6 ayında ihracatımızın çok artmasını beklemiyoruz. Eğer söz konusu şartlarda bir değişim olmazsa 2023 yılı ihracatının 2022 yılının gerisinde olacağını tahmin ediyoruz. 2023’ün ikinci 6 ayından sonra dünyada yaşanan gelişmeler farklılaşırsa, ihracatta 2022 ile aynı seviyeleri yakalayabiliriz. 

Son olarak maden sektörüyle ilgili eklemek istedikleriniz nelerdir? 

Türkiye’deki maden sektörünün çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu biliyoruz. İMİB olarak; ihracatı geliştirmek ve yeni pazarlar yaratmak için ticaret heyetlerine ağırlık vererek ihracatçılarımıza destek olmaya çalışacağız. İhracatçılar olarak durmak gibi bir niyetimiz yok. Ülkemizin ihracatına ve istihdamına katkı sunmak için var gücümüzle çalışacağız. Madene karşı olmak, yaşam şeklimize karşı gelmek anlamını taşıyor. Hayatımızın her yerinde maden var. Bu yaşam şekline devam edeceksek eğer madenlere her zaman ihtiyacımız olacak. Madenciler olarak bu yaşam şekli için çok zor şartlarda hizmet ediyoruz. El üstünde tutulmaya, baş tacı edilmeye hakkımız var. Bütün sektörlerin ham maddesiyiz ancak değer göremiyoruz.

Onların hakkı gerçekten ödenmez 

Yaşanan deprem felaketinin ardından afet zamanlarında maden çalışanlarının özverili çalışmalarına şahit olduk. Madencilerin deprem bölgesindeki çalışmalarını anlatır mısınız? Afet zamanlarında madencilerin görev alanları ve eylem planlarının doğru yapılması için neler gereklidir sizce? 

Türkiye’yi derinden yaralayan deprem felaketinin ardından maden sektörü olarak hemen harekete geçtik. Türkiye’nin dört bir yanında çalışan madencilerin bölgeye hareket etmesi için organize olduk. Madencilik şirketleri de enkazlarda kullanılabilecek tüm iş makinelerini bölgeye göndermek için seferber oldu. Bu büyük felaketin ardından tüm Türkiye nasıl tek yürek olduysa madencilik sektörü olarak biz de tek yürek olduk. Madencilerimizin enkazlarda verdiği mücadeleye minnettarız, haklarını ödeyemeyiz. Bundan sonrası için de maden sektörü olarak elimizden gelen tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Madenciler deprem haberinin duyulduğu ilk andan itibaren organize olmaya başladılar. Hepsi gönüllü olarak yola çıkartıldılar. Bölgeye sevkiyatı için anında organize olmaya başladık. Yer altında kazma ve çalışma becerisi olan birçok arkadaşımız da bölgeye sevk edildi. Toplamda 9 bin 782 madenci bölgede görev yaptı. Birçok kişinin giremediği yere, girilmesi en zor yerlere dahi kırıp, geçit açabilen kişiler bunlar. Göreve atılmaktan da hiç korkmadılar. Çok büyük kahramanlık örnekleri de sergilediler. Her şeyden önce birçok insanın girmekten imtina edeceği dar alanlara girebiliyorlar. Herhangi bir göçük altında ne yapabileceklerini çok iyi biliyorlar. Hızlı müdahale etmeyi biliyorlar. Maden sektörü sadece felaketlerle anılmasın, maden sektörünün kahramanlıkları böyle zamanda ortaya çıkıyor ama biz aslında ülkemizin dağlardaki bekçileriyiz. Orada bütün arkadaşlarımız gönüllü olurken çok zor şartlarda çalışacaklarını biliyorlardı. Onların hakkı gerçekten ödenmez. 


ABONE OL