2024 yılında öne çıkacak iç tasarım trendleri hakkında bilgi veren İç Mimar
Didem Tan’a göre; bu yıl renklerden dokulara, aksesuarlardan malzemelere
dikkat edilmesi gereken önemli iç tasarım trendleri daha fazla karşımıza
çıkacak.
Didem Tan, bu yıl ayrıca iç tasarım dünyasının doğa ve sürdürülebilir
uygulamalarla olan bağlantısını öne çıkaracağını, teknolojiye ve dekoratif
tarzların bileşimine daha fazla odaklanılacağını ifade etti. 2024 yılında
nesnelerin, unsurların, renklerin ve desenlerin çok ötesinde, iç tasarım trendleri
insanların evlerden, ofislerden ve hatta ticari alanlardan nasıl keyif almak
istediğiyle ilgili bir yıl da olacak.
D’interiors İç Mimarlık & İnşaat ofisi kurucusu İç Mimar Didem Tan, iç
tasarımdaki trendlerin, sürekli gelişen insan davranışlarını, ilgi alanlarını ve
ihtiyaçlarını yansıttığını ve bunlardan etkilendiğini söyleyerek, “İster konfor ve
refah arayışı, isterse sürdürülebilirliğe artan ilgi, daha fazla çevre bilinci, işlevsel
ve çok yönlü alanlara duyulan ihtiyaç veya teknolojik ilerlemeler nedeniyle
olsun, trendler iç mekân tasarımını uyarlama ve geliştirme yeteneğini yansıtır”
dedi.
“Sürdürülebilir Minimalizm”
Bu yıl yeni trendlerin, yeni fikirlerin ve tarzların iç mimarlıkta projeleri
şekillendireceğini vurgulayan Tan, “Bu yıl sürdürülebilir minimalizm, estetik
sadeliği çevresel sorumlulukla birleştiren bir yaklaşım olarak karşımıza çıkacak.
Gelişmekte olan bir trend olarak, zarif, işlevsel ve aynı zamanda çevreye duyarlı alanlar yaratmayı amaçlayan sürdürülebilir minimalizm, atıkları azaltmaya ve
sürdürülebilir malzemeler kullanmaya odaklanan popüler bir tercih olarak ortaya
çıkmıştır. Minimalizmin özünün ‘az çoktur’ kavramına değer vermek ve
mekânları sadeleştirmek olduğunu, sürdürülebilir tasarımın ise gezegenin
korunmasına katkıda bulunduğunu ve estetik açıdan hoş mekânlar yaratılmasına
olanak sağladığını varsayalım. Bu durumda, sürdürülebilir minimalizm bu
yaklaşımları çevre dostu malzemeler ve uygulamalar içerecek şekilde geliştirir”
diye konuştu.
Bu trendin, geri dönüştürülmüş malzemeler veya yenilenebilir kaynaklardan
elde edilen malzemeler seçilerek, doğal malzeme tüketimi azaltılarak, tasarım
sürecinde çevresel etki en aza indirilerek projelerde uygulanabileceğini belirten
Tan, şunları söyledi: “Sürdürülebilir minimalizm trendinin temel fikirlerinden
biri de kullanılan malzemelerin özenle seçilmesidir. Sertifikalı ahşap, bambu,
mantar, geri dönüştürülmüş cam ve geri dönüştürülmüş çelik gibi çevresel etkisi
düşük malzemelerin seçilmesi, estetik açıdan hoş ve ekolojik açıdan sorumlu
alanlar yaratmak için çok önemlidir. Sürdürülebilir minimalizmin sadeliği,
mekândaki mobilya ve unsurların düzenlenmesine de uzanıyor. Mobilya ve
nesne miktarının azaltılması daha ferah alanlar yaratarak dolaşımı kolaylaştırır
ve rahatlık hissi sağlar. Renk paleti genellikle nötrdür, toprak tonları ve doğal
unsurlar huzur verir. Son olarak, dikkate alınması gereken çok önemli bir unsur
vardır: aydınlatma. Enerji tasarrufu sağladığı ve mekâna ferahlık ve canlılık
hissi kattığı için doğal ışık kaynaklarının kullanılması bir önceliktir.”
“Görünmez, sessiz teknoloji büyük trend olacak”
Tasarımın, insan davranışlarındaki hızlı değişimlere uyum sağlaması ve
gelişmesi gerektiğinin altını çizen Tan, şöyle devam etti: “Teknolojinin iç
tasarımdaki önemi yadsınamaz. Ancak, 2024 yılında görünmez, sessiz teknoloji
büyük trend olacak. Sessiz ve görünmez teknolojiyi entegre etmek, işlevsel ve
estetik açıdan hoş alanlar yaratmanın önemli ve yenilikçi bir parçası haline
geliyor. Bu trend, teknolojik cihaz ve sistemleri, rahatlık, konfor ve verimlilik
açısından önemli faydalar sunacak şekilde, dikkat çekmeyecek ve neredeyse fark
edilmeyecek şekilde bir araya getirmeyi amaçlıyor. Bu trend, işlevselliğin
estetikten ödün vermek zorunda olmadığı fikrini benimsiyor. Bu nedenle,
kabloları, cihazları ve aletleri gözden uzak tutmaya odaklanarak, mekânın görsel
uyumuna müdahale etmeden mevcut ve çalışır durumda olmalarını sağlıyor.”
Hareket sensörlü cihazların, akıllı termostatların, yerleşik elektrik tesisatlarının,
kablosuz güç çözümlerinin, ses kontrollü aydınlatma sistemlerinin, gizlice
yerleştirilmiş ses sistemlerinin, dekor içinde kamufle edilmiş televizyonların ve
akıllı aynaların görünmez teknolojinin en iyi örnekleri olduğuna dikkati çeken Tan, “İç tasarımda görünmez teknoloji, mekânlarla nasıl etkileşim kurduğumuzu
yeniden tanımlıyor. Bu yaklaşım, teknolojik cihazları ve sistemleri ihtiyatlı ve
verimli bir şekilde entegre ederek kusursuz estetik ve işlevsellik sunar.
Teknolojinin yaşam alanlarındaki yaşam kalitesini artırmada görünmez bir
müttefik haline geldiği, biçim ve işlev arasındaki mükemmel uyumdur”
ifadelerini kullandı.