SON DAKİKA
Haber Merkezi | Mobilya - Dekorasyon Pazartesi 27 Mayıs 2024 12:02

İÇ MİMAR DİDEM TAN: 2024 YILI İÇ MİMARİDE RAHATLIK VE DİNAMİZMİN YILI OLACAK

İç tasarım dünyası, her geçen gün daha da dinamik ve yenilikçi bir hâl alıyor. İç tasarım dünyası, fikirlerin, tarzların ve ilhamların iç içe geçtiği bir bağlamda sürekli gelişiyor ve sınırlar sürekli olarak zorlanıyor. İç Mimar Didem Tan'ın kurucusu olduğu D'interiors İç Mimarlık & İnşaat ofisi, bu yıl iç tasarımın dinamik doğasını kucaklayarak, yenilikçi ve ilham verici tasarım çözümleri sunmayı hedefliyor.

İç Mimar Didem Tan: 2024 yılı iç mimaride rahatlık ve dinamizmin yılı olacak
2024 yılında öne çıkacak iç tasarım trendleri hakkında bilgi veren İç Mimar Didem Tan’a göre; bu yıl renklerden dokulara, aksesuarlardan malzemelere dikkat edilmesi gereken önemli iç tasarım trendleri daha fazla karşımıza çıkacak.

Didem Tan, bu yıl ayrıca iç tasarım dünyasının doğa ve sürdürülebilir uygulamalarla olan bağlantısını öne çıkaracağını, teknolojiye ve dekoratif tarzların bileşimine daha fazla odaklanılacağını ifade etti. 2024 yılında nesnelerin, unsurların, renklerin ve desenlerin çok ötesinde, iç tasarım trendleri insanların evlerden, ofislerden ve hatta ticari alanlardan nasıl keyif almak istediğiyle ilgili bir yıl da olacak. D’interiors İç Mimarlık & İnşaat ofisi kurucusu İç Mimar Didem Tan, iç tasarımdaki trendlerin, sürekli gelişen insan davranışlarını, ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını yansıttığını ve bunlardan etkilendiğini söyleyerek, “İster konfor ve refah arayışı, isterse sürdürülebilirliğe artan ilgi, daha fazla çevre bilinci, işlevsel ve çok yönlü alanlara duyulan ihtiyaç veya teknolojik ilerlemeler nedeniyle olsun, trendler iç mekân tasarımını uyarlama ve geliştirme yeteneğini yansıtır” dedi.

“Sürdürülebilir Minimalizm”

Bu yıl yeni trendlerin, yeni fikirlerin ve tarzların iç mimarlıkta projeleri şekillendireceğini vurgulayan Tan, “Bu yıl sürdürülebilir minimalizm, estetik sadeliği çevresel sorumlulukla birleştiren bir yaklaşım olarak karşımıza çıkacak. Gelişmekte olan bir trend olarak, zarif, işlevsel ve aynı zamanda çevreye duyarlı alanlar yaratmayı amaçlayan sürdürülebilir minimalizm, atıkları azaltmaya ve sürdürülebilir malzemeler kullanmaya odaklanan popüler bir tercih olarak ortaya çıkmıştır. Minimalizmin özünün ‘az çoktur’ kavramına değer vermek ve mekânları sadeleştirmek olduğunu, sürdürülebilir tasarımın ise gezegenin korunmasına katkıda bulunduğunu ve estetik açıdan hoş mekânlar yaratılmasına olanak sağladığını varsayalım. Bu durumda, sürdürülebilir minimalizm bu yaklaşımları çevre dostu malzemeler ve uygulamalar içerecek şekilde geliştirir” diye konuştu. Bu trendin, geri dönüştürülmüş malzemeler veya yenilenebilir kaynaklardan elde edilen malzemeler seçilerek, doğal malzeme tüketimi azaltılarak, tasarım sürecinde çevresel etki en aza indirilerek projelerde uygulanabileceğini belirten Tan, şunları söyledi: “Sürdürülebilir minimalizm trendinin temel fikirlerinden biri de kullanılan malzemelerin özenle seçilmesidir. Sertifikalı ahşap, bambu, mantar, geri dönüştürülmüş cam ve geri dönüştürülmüş çelik gibi çevresel etkisi düşük malzemelerin seçilmesi, estetik açıdan hoş ve ekolojik açıdan sorumlu alanlar yaratmak için çok önemlidir. Sürdürülebilir minimalizmin sadeliği, mekândaki mobilya ve unsurların düzenlenmesine de uzanıyor. Mobilya ve nesne miktarının azaltılması daha ferah alanlar yaratarak dolaşımı kolaylaştırır ve rahatlık hissi sağlar. Renk paleti genellikle nötrdür, toprak tonları ve doğal unsurlar huzur verir. Son olarak, dikkate alınması gereken çok önemli bir unsur vardır: aydınlatma. Enerji tasarrufu sağladığı ve mekâna ferahlık ve canlılık hissi kattığı için doğal ışık kaynaklarının kullanılması bir önceliktir.”

“Görünmez, sessiz teknoloji büyük trend olacak”

Tasarımın, insan davranışlarındaki hızlı değişimlere uyum sağlaması ve gelişmesi gerektiğinin altını çizen Tan, şöyle devam etti: “Teknolojinin iç tasarımdaki önemi yadsınamaz. Ancak, 2024 yılında görünmez, sessiz teknoloji büyük trend olacak. Sessiz ve görünmez teknolojiyi entegre etmek, işlevsel ve estetik açıdan hoş alanlar yaratmanın önemli ve yenilikçi bir parçası haline geliyor. Bu trend, teknolojik cihaz ve sistemleri, rahatlık, konfor ve verimlilik açısından önemli faydalar sunacak şekilde, dikkat çekmeyecek ve neredeyse fark edilmeyecek şekilde bir araya getirmeyi amaçlıyor. Bu trend, işlevselliğin estetikten ödün vermek zorunda olmadığı fikrini benimsiyor. Bu nedenle, kabloları, cihazları ve aletleri gözden uzak tutmaya odaklanarak, mekânın görsel uyumuna müdahale etmeden mevcut ve çalışır durumda olmalarını sağlıyor.” Hareket sensörlü cihazların, akıllı termostatların, yerleşik elektrik tesisatlarının, kablosuz güç çözümlerinin, ses kontrollü aydınlatma sistemlerinin, gizlice yerleştirilmiş ses sistemlerinin, dekor içinde kamufle edilmiş televizyonların ve akıllı aynaların görünmez teknolojinin en iyi örnekleri olduğuna dikkati çeken Tan, “İç tasarımda görünmez teknoloji, mekânlarla nasıl etkileşim kurduğumuzu yeniden tanımlıyor. Bu yaklaşım, teknolojik cihazları ve sistemleri ihtiyatlı ve verimli bir şekilde entegre ederek kusursuz estetik ve işlevsellik sunar. Teknolojinin yaşam alanlarındaki yaşam kalitesini artırmada görünmez bir müttefik haline geldiği, biçim ve işlev arasındaki mükemmel uyumdur” ifadelerini kullandı.

ABONE OL