SON DAKİKA
Madencilik Pazartesi 15 Şubat 2021 02:05

HAMMADDE ARTTIRARAK 30 MİLYAR $ CEPTE KALIR

Ülke kaynaklarını 'sürdürülebilir madencilik' anlayışıyla ekonomimize kazandırmalıyız diyen TMD 2. Başkanı Mehmet Yılmaz, "Madencilik ürünlerinde her yıl ortalama 30 milyar dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Hammadde üretimini ne kadar arttırabilirsek ödediğimiz kaynaklar ülkemizde kalır" dedi.

Hammadde arttırarak 30 milyar $ cepte kalır

Türkiye Madenciler Derneği (TMD) 2. Başkanı Mehmet Yılmaz, 2020 yılının çok zor bir yıl olduğunu söyleyerek, özellikle doğal taş da dış pazarlar da ciddi sıkıntıların yaşanması, Çin gibi büyük pazarların uzun süre kapatılmasına rağmen madencilik sektörünün pandemiye rağmen 2020 yılında yüzde 10 gibi artıyla kapattığını söyledi. 2021’de pandeminin tam olarak ortadan kalkmayacağını, en azından yılın ortasına kadar devam edeceği belirten Yılmaz, “Aşıların, fazların tamamlanmasıyla düz yola çıkılacağını düşünüyorum” dedi.  

Planlı üretimle artıya döneriz 

Türkiye’nin 80 değişik maden envanteriyle, yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık maden varlığına sahip olduğunu söyleyen Yılmaz, “Pandemiye ve bütün zorluklara rağmen ülke kaynaklarını sürdürülebilir madencilik anlayışıyla ekonomimize kazandırmalıyız. Madencilik ürünlerinde her yıl ortalama 

30 milyar dolar dış ticaret açığı veriyoruz. Geçen yıl altın etkisiyle 40-45 milyar dolarlara kadar çıktı. Aslında şu an 10 milyar dolar üretime sahibiz, bunu daha da arttırabiliriz. Doğal taş da ve diğer bütün maden ürünlerinde hammaddeyi ne kadar arttırabilirsek dışarıya ödediğimiz 30-35 milyar dolar kaynakları ülkemizde tutabiliriz. Bunu planlı bir üretimle rahatlıkla kapatıp, artı yöne çevirmemiz mümkün. Sanayinin hammadde ihtiyacı çok önemli. Demir çelik, çinko, kurşun, bakır gibi ürünlerde yetersiz kaldığımız zaman dışardan satın alıyoruz. Eğer kendimiz üretirsek, dışardan alacağımız kaynakları Türkiye’de tutarız. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin en büyük sıkıntısı hammadde de dışa bağımlılık. Bu en büyük handikapımız. Ne kadar dışa bağımlılığımızı azaltırsak sanayimiz de ucuz hammadde üretmiş oluruz. Bu da hammadde sevkiyatını yapan ülkelerin bize uygulayacağı yaptırımlardan ülkemizi o kadar uzaklaştırmak” diye konuştu.  

Tedbirlerle kurda denge oluştu 

Döviz kurlarındaki dengenin çok önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, “İş dünyasının içinde olanların kurun çok ileri gitmesi de geri düşmesi de çok hoşuna giden bir durum değil. Ekonominin gerekli olduğu seviyede olması en optimumudur. Çünkü; kur ihracatçının tepesinde sallanan demokrasi kılıcı gibidir. Şu an ülkemizde bizim gördüğümüz; kur, enflasyon, faiz dengesinin alınan tedbir, önlemlerle optimizasyonunun gerçekleştiğini görüyoruz. Pandemiden sonra komatiite fiyatlarının yukarıya gideceğini öngörüyoruz. Çinko, bakır, demir, kurşun bunlarda etkilerini görmeye başladık. Altında yıl sonunda 2000-2200 dolarlar kolaylıkla telaffuz edilmeye başlandı. Çünkü, dünyada birçok merkez bankası para basmaya devam ediyor. Pandemiden dolayı oluşan bu yavaşlamanın yılın ikinci yarısı hızlanacağını hesap edersek komatiite fiyatlarında yükselme bekleniyor. Dolayısıyla insanı ve çevreyi gözeterek yeraltında hiçbir şeyi bırakmamalıyız. Altın dünyada ve ülkemizde ‘güvenli liman’ olarak görülüyor. Türkiye altında 42 tonla ‘Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu’ kırdı. 2021 yılında da bu rakamın çok rahat üzerine çıkacaktır. Bizim ülke olarak en büyük avantajımız; dışarıdan ne kadar ithal ediyorsak da bunu kuyumculuk sektöründe kullanıp katma değer yaratıp dışarıya sattığımızda ilave bir gelir elde ediyoruz” diye konuştu. 

‘Sürdürülebilir madencilik  için insiyatif aldık’  

TMD Başkanı Yılmaz, ‘madencilik köyden, kente göçü önleyen bir sektör’ diyerek, “Sürdürülebilirliğin altında 4 temel ilkemiz var: İş güvenliği, çevre boyutu, kamu ve halkla ilişkiler, finansal şeffaflık. Dünyada bunları yerine getirmeyen hiçbir işletmeci kendine yer bulamaz. 16 maden sivil örgütü olarak, madencilik sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri ‘sürdürülebilir madencilik ilkesi ve uluslararası standartlarda uygulaması yönünde insiyatif aldık. Bu insiyatifi Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve kamunun bütün birimleriyle götürmeye çabalıyoruz” dedi.