SON DAKİKA
Enerji Pazartesi 26 Aralık 2022 02:07

"GÜNLÜK ÜRETİMİ 40 MİLYON METREKÜPE ÇIKARACAĞIZ"

Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz'deki doğalgaz çalışmalarıyla ilgili konuştu.

"Günlük üretimi 40 milyon metreküpe çıkaracağız"

Neşe BERBER

Dönmez, “Şu anda Karadeniz’de 8 bin işçi çalışıyor projede. İlk etapta günlük 10 milyon metreküple başlayacağımız üretimi 4 yıl içerisinde kademe-kademe artırarak günlük 40 milyon metreküpe çıkartacağız” dedi

AB yaptırımları ve Rus gazının Türkiye üzerinden ihraç edilmesi konusunda son gelişmeler nelerdir?

Sadece Rusya’dan doğalgaz gelmiyor, Rusya’yla bizim aramızda zaten kontratlara bağlı bir gaz ticareti söz konusu. Biz o gazı ihtiyacımız olduğu için alıyoruz. Bu piyasa için yeni tedarikçilere ve yeni kontratlara ihtiyaç var. Şöyle bir piyasada yanlış algı olsun istemem. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu, ki bizim tüketimimiz 55-60 milyar metreküp bir gazdan bahsediyoruz, Avrupa’ya ihraç edilecek, satılacak gazla ilgili olarak yeni kontratlara ihtiyaç var. O günün piyasa koşullarında kim tedarikçi olur, kim alır bilemiyoruz. Biz orada kimseye şuradan alın veya almayın demeyeceğiz. Pazar oluşacaksa onu satmak isteyenler de buraya gelecek, alıcılar da buraya gelecek. Biz aslında böyle bir teknik ve teknolojik altyapıyı buradaki piyasa katılımcılarına sunacağız. Dolayısıyla o bugünün konusu değil. Alıcı ve satıcı istediğinden istediği fiyata alabilecek, öyle değerlendiriyoruz. 

Avrupa Birliği’nin gaz konusundaki kararı Türkiye’yi nasıl etkiler? Türkiye’nin fiyatlarına yansıması söz konusu olur mu? Petrol fiyatlarındaki düşüşle ilgili öngörünüz nedir? 

Rus gazıyla alakalı olarak Avrupa Birliği biraz ikiye bölünmüş durumda açıkçası. Tavan fiyattan yana olan ülkeler var, tavan fiyat getirirsek arz güvenliği riske girebilir diye çekinen ülkeler var. Henüz petrolde olduğu gibi gazda bir tavan fiyat uygulamasına gidememişlerdi. Eğer birlikte karar alınacaksa bazı rakamlar telaffuz ediliyordu ama konu sadece Rus gazı değil.

Petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak, bunun pompaya yansıması konusu var. Ham petrol fiyatları arttıkça ve düştükçe aslında pompa fiyatlarına, yani perakende fiyatlarına yansıyor ama gözden kaçan bir nokta şu; pandemi sonrası üretimde, ara tesislerde, maliyetlerde ciddi artışlar oldu. Kısacası rafinaj maliyetlerinde artışlar oldu. Daha önce bir varilin rafineride işlenme bedeli örneğin 100 iken, bu rakam 2 kat, 3 kat arttı. Dolayısıyla nihai belirleyen maliyet kalemleri içerisinde geçmişte ham petrol fiyatlarının ağırlığı daha fazla iken, arada rafinaj, dağıtım, depolama, lojistik gibi kalemlerde oluşan maliyetlerdeki artıştan dolayı pompaya, başka bir ifadeyle perakende satış fiyatlarına olan yansıma oranları değişti.

En iyi rota Türkiye

Komşu ülkelerin potansiyelinden bahsetmiştiniz. İsrail bölgede önemli bir potansiyele sahip. Böyle normalleşme sürecine de girmişken enerji konusunda da bir proje konuşuluyor mu?

İsrail’de yeni bir hükümet değişikliği yaşandı. Biz bundan önceki hükümet döneminde de diplomasiyi işletmeye başlatmıştık. Pozisyonumuzda ve söylemimizde bir değişiklik yok. Biz şunu iddia ediyoruz: Doğu Akdeniz gazının pazarlara en ekonomik, en hızlı şekilde gidebileceği en iyi rota Türkiye. Hele bir de Türkiye’de böyle bir doğalgaz ticaret merkezinin yakın bir tarihte hayata geçirileceği düşünüldüğünde bu onlar için de bir fırsat olacaktır, bunu bu şekilde değerlendiriyoruz. 

Gaz depolarımız dolu

Geçtiğimiz yıllarda özellikle İran kaynaklı sıkıntılardan dolayı kış mevsiminde doğalgazda sıkıntı yaşadığımız kısa dönemler olmuştu. TANAP’ın kapasitesinin artırılması konusunda şu an hangi noktadayız?

Geçen kış İran’la gaz problemi yaşandı. O problemden sonra bu sene gerek bakanlar düzeyinde benim, gerekse de cumhurbaşkanları düzeyinde çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimde en değişmez gündem maddelerimizden biri hep bu oldu. Tedarik sürekliliği, arz güvenliği konusu. Onlar da bize cevaben; biz tedbirlerimizi aldık, inşallah bu kış böyle bir sıkıntı yaşamayacaksınız dediler. Biz de takip ediyoruz, inşallah böyle bir problemi bu kış yaşamayız. Ama depolarımız dolu. Depolarımızın kapasitesini de artırdık. Daha rahatız. 

TANAP’ın kapasitesinin iki katına artırmayla ilgili olarak hem boru tarafında hem de arama-üretim tarafında da önemli paydaşlardan birisiyiz. Orada yönetimlerde bunlar konuşuldu. İki katına artırmayla alakalı prensip kararları verildi. 

Hedefimiz 1 yıl içinde hayata geçirmek

Trakya’daki enerji hub’ıyla ilgili olarak yol haritasının hazırlandığını söylediniz. Tam olarak bu yol haritası nasıl olacak? Rusya’ya ziyaretiniz ya da karşı tarafın ziyareti söz konusu olabilir mi?

Bu konunun hukuki, ticari ve teknik yönden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Avrupa’daki emsal borsalar, piyasalar nasıl çalışıyor, bunlarla alakalı bugüne kadar edindiğimiz tecrübeler vardı. Bunları da tekrar masaya yatırarak hem alıcıyı, hem de satıcıyı tatmin edecek, memnun edecek, güvenle bu piyasada işlem yapabilecek bir merkez hedefliyoruz.

Hem Rusya’yla da hem de diğer kaynak ülkeleriyle görüşüyoruz. Sayın Putin’in böyle bir teklifi de oldu. O ve benzeri teklifler de bu sürecin daha hızlı ilerlemesine destek verdi. Bunları bütün paydaşlarla birlikte değerlendiriyoruz. 

Takvimle ilgili olarak bugünden belki çok net bir şey söyleyemeyiz ama 3-5 ayda halledilecek bir konu değil şüphesiz. Bizim hedefimiz bir yıl içerisinde böyle bir piyasayı hayata geçirmek. Belki kalıcı bir piyasadan önce geçiş döneminde, daha sınırlı sayıda piyasayla başlayabiliriz. O zaman süre biraz daha öne çekilmiş olur.

Doğu Akdeniz’deki çalışmalar şu an itibarıyla ne aşamada? Orada da arama çalışmaları sürüyor mu, sürüyorsa Doğu Akdeniz’den de müjde gelecek mi? 

Akdeniz’deki çalışmaları şu anda Taşucu’nda yürütüyoruz. Yörükler’deki çalışmada da genel müdürümüze de sorduk, oradaki jeolojik ekiple değerlendirmenin devam ettiğini söylediler. Tamamlanınca onu da açıklarız. Çünkü hemen var veya yok diyemiyorsunuz. Oradaki bulguları tekrardan bir değerlendirmeye tabi tutuyorlar.

Filyos, gaz tedarikinde merkez olacak

Çaycuma’daki veriler için olumlu demiştiniz. Son veriler ne durumda? Bu konuda tekrar bir müjde olacak mı? Karadeniz’de yeni keşifler olduğunda yine aynı sistemle Filyos’a getirilecek dediniz. Liman devamında bütün o keşiflerle getirilecek gaza da işleme tesisi olarak ev sahipliği yapacak mı? 

Çaycuma’daki veriler olumlu. Biraz daha sabırlı olmak gerekiyor. Arkadaşlarımız netleştirince paylaşacağız olumlu bir gelişme olursa.

Karadeniz’deki gaz için hep Filyos mu kullanılacak? Bütün bunlar aslında yapılan çalışmalarla beraber rezervuarı iyice anlayınca, rezervuarı nasıl geliştireceğinizle ilişkili planlamalar bizi bu sonuçlara götürüyor. Şu anda kurduğumuz sisteme deniz tabanı üretim sistemleriyle saha geliştirme olarak adlandırıyoruz. Bunlarda bir hibrid geliştirme de yapabiliriz. Yani kısmen deniz yüzeyindeki platformlar, kısmen de deniz tabanındaki üretim sistemleri… Buna rezervuarın kendisi ve teknik ekip karar verecek. Ama biz kapasitemizi Türkiye’nin majör ihtiyacını karşılayabilecek bir altyapıya göre en azından mülkiyet olarak o şekilde yapılandırmak zorundayız. Sözün özü, 

Filyos Türkiye’nin doğalgaz tedariki açısından çok önemli bir merkezi olacak, onun altını çizebiliriz. Ama teknik olarak nasıl ilerleyeceğiz, ona teknik parametreler karar verecek.

Bugün itibarıyla 540 milyar metreküplük keşfin güncel ekonomik değeri için 1440 dolarla çarpmak gerekiyor. Yaklaşık 700 milyar dolardan daha fazla bir değer ediyor. Tabi bütün kaynağı bir anda çıkarma şansımız yok. Altını çizmek istiyorum Güncel fiyatlarla hesaplandığında fiyatlar böyle ama 25-30 yıl sonraki fiyatları da çok öngöremiyoruz. Ama bugün pazara versek fiyatı bu anlamda söyleyebiliriz. 

Diğer keşifler ne durumda? Batman, Adıyaman, Diyarbakır hattında ve Adana, Erzurum’da da kısmi olarak var. Bunun dışında yeni bir müjde var mı? 

Şu an yoğunlaştığımız yerler daha önce petrol ve gaz bulduğumuz yerler. Çünkü potansiyel olarak güçlü alanlar. Ama İç Anadolu’da da, Ege’de de, Doğu Anadolu’da da araştırmalarımıza yoğunluk vereceğiz. Oradan da gelen veriler nasıl olursa ona göre ilerleyeceğiz. Daha önce Adana’da kimsenin aklına gelmezdi petrol veya gaz bulunacağı, orada keşifle birlikte yeni bir sayfa açılmış oldu. Karadeniz’i kimse düşünmüyordu belki, orada olumlu gelişmeler oldu. Araştırmadıkça buna net cevap vermek mümkün değil. Ama bizim için kara ve deniz alanlarımızın her birini potansiyel araştırma alanı olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. O şekilde ilerliyoruz.

Bu yıl 94 arama kuyusu açtık

Türkiye’nin enerjide daha farklı bölgelerde daha fazla enerjinin çıkabileceğini düşünüyor musunuz? 

2022’de 94 arama kuyusu, 56 üretim kuyusu açmışız. 2023’te 134 arama, 73 üretim toplam 207 kuyuya çıkacağız. Bunu daha da artırma kararı verdik. Bu rakamları en az 2 kat daha artırmamız lazım. Türkiye’deki sondaj kule sayısı, personel, insan kaynağı, yetişmiş insan, bu tip şeyleri öyle bir anda bulmak kolay değil. Türkiye’deki kurulu kapasiteyi de endüstrinin sahip olduğu kapasiteyi de geliştirmemiz, insan kaynağı tecrübesini geliştirmemiz gerekiyor. Ama 150’den 200’e çıkmamız gerekiyor önce. Geçen sene de bu rakam 120’lerdeydi. Dolayısıyla her yıl zaten üzerine koyarak geliştiriyoruz.

YEKA ve GES bitmek üzere yakında, onu da az önce anlatmışsınız. YEKA-1 rüzgâr konusunda son durum nedir?

YEKA GES’in ihalesi daha önce oldu. Şu anda bitmek üzere. Güneş paneli kadar kolay değil rüzgâr türbininin yerlileştirilmesi çünkü birçok parçanın tedarikçiler tarafından da üretiliyor olması gerekiyor. Tek üretim merkezinde bunlar olmuyor. Rüzgâr türbini üreticileri, Avrupa’da da benzer şekilde, mekanik aksamı bir yerden alıyor, elektronik aksamı bir yerden alıyor, sonra onu bir fabrikada topluyor.  Dizaynı o markaya ait oluyor. Dolayısıyla orada bir alt yüklenicileriyle birlikte bir tedarik süreci, bir ekosistem oluşturulması gerekiyor. Yüzlerce yan sanayi diyeceğimiz firmalarla da görüşmelerin yapılması gerekiyor. Bu biraz zaman aldı doğrusu. Ama biz de şirketlerle görüşüyoruz. Bir yerli marka da alternatif olarak şu anda gündemde. Yani uluslararası bir markadan ziyade Türkiye’de de böyle bir imkân da var gibi gözüküyor. O alternatif üzerinde de duruluyor. Yerli bir marka çıkabilir rüzgârda, henüz son aşamaya gelmedi.

Lisanslı depolamaya ilişkin de şunu söyleyebilirim. Orada hakikaten yoğun bir ilgi var. Elektrik depolama lisansına başvuran firmalara aynı zamanda depolayacakları elektriği rüzgâr veya güneş santrallerinden kurmak suretiyle bir imkân tanındığı için bu durum ilgi ve isteği artmış durumda. İlk ihalesi yapılanlarda bizzat firmaları sıkıştırıyoruz. Belirlenen süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getiremezlerse teminatları yanacak, çünkü ihalenin şartı o. Bunu yakından biz de takip ediyoruz. Elektrikte de şu anda zam öngörmüyoruz arkadaşlar.

Çalışma gruplarını oluşturduk

Türkmenistan’daydınız geçen hafta önemli bir toplantı vardı orada. Sayın Cumhurbaşkanı da yaptığı açıklamada üç enerji bakanının bir araya geleceğini söyledi, ne zaman bir araya geleceksiniz? Yeni bir hubdan bahsediliyor biraz detaylı bilgi verir misiniz?

Geçen hafta Türkmenistan’da; Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının başkanlığında üçlü zirve yapıldı. Aynı şekilde bakanlar düzeyinde Ulaştırma Bakanlığımızın, Enerji Bakanlığımızın ve Dışişleri Bakanlığımızın toplantısı oldu.  Her alanda bunu geliştirmek istiyoruz. Sadece üç Türk devleti arasındaki ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik değil, aynı zamanda diğer Türk devletleri arasındaki iktisadi, ekonomik, ticari, kültürel iş birliğinin artırılmasına yönelik açıklamalar da kamuoyuna yansıdı. Biz Türkiye olarak farklı kaynak girişinden yanayız. Türkmenistan ile gaz tedarikine ilişkin bir anlaşmamız var. Maalesef bir yol, güzergâh bulup gerçekleştirmedik. Türkmenistan fiziki olarak bizimle komşu değil. Bir başka ülke ya da ülkelerden bu gazı tedarik edebiliyorsunuz. Hazar’ın güneyinden İran üzerinden gazı temin edebilirsiniz ya da Hazar geçişli Azerbaycan, Gürcistan üzerinden gidebilir. Üç bakanın bir araya gelerek bu çalışmaların hızlandırılması talimatını aldık. Çalışma gruplarımızı oluşturduk. Çalışma grupları hızlıca tüm alternatifleri masaya yatıracak, ondan sonra üç bakan bir araya gelip değerlendireceğiz. Sonrasında da bu raporu tüm boyutlarıyla liderlerimize aktaracağız ve son değerlendirmeleri üç lider birlikte yapacak.

Takvimle ilgili olarak da ilk etapta bu ön çalışmayı 1 ay içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Sonrasında da liderler bir araya geldiğinde takvime uygun olarak bunu değerlendirmiş olacaklar.

Beklentimiz, Hazar’ın doğusundaki kaynakların da hem Türkiye’ye hem de ihtiyaç halinde pazarlara götürülmesinden yana.

Yenilenebilir kaynak önceliğimiz

Doğalgaz abone sayısı 19,2 milyon olmuş ve nüfusa baktığınızda da yüzde 80’in üzerinde bir erişim imkânı sağlamışız. 703 yerleşim biriminde şu anda aktif doğalgaz kullanılıyor.

Geçtiğimiz yıl yaklaşık 60 milyar metreküp doğalgaz üretmişken, bu yıl tahminimiz 53-54 milyar metreküp arasında gerçekleşecek, yani yüzde 10 daha az tüketeceğiz. Nedeni ne diye sorarsanız; yenilenebilirin payı giderek artıyor, dolayısıyla doğalgazın elektrik üretimindeki payı azalıyor. Biz yerli yenilenebilir kaynaklara öncelik verdiğimiz için doğal olarak ithal kaynaklara parayı azaltmış oluyoruz. 

Üretim hedefi 40 milyon metreküp

Şu anda Karadeniz’de 8 bin işçi çalışıyor projede. İlk etapta günlük 10 milyon metreküple başlayacağımız üretimi 4 yıl içerisinde kademe-kademe artırarak günlük 40 milyon metreküpe çıkartacağız.

Bir başka çalışmamız da, Çaycuma kuyusunda. Türkali-1 kuyusunun kuzeydoğusunda… Çaycuma-1 kuyusunda çalışmaları tamamladık arkadaşlarımız değerlendirmelerine, analizlerine devam ediyorlar. İnşallah oradan da böyle bir müjdeli haber verebileceğiz.

Karadeniz gazının karaya getirilmesinde kullanılan malzemeleri çok erkenden sipariş etmeniz gerekiyor. Çünkü hazır raf ürünü değil. Burada özel bir proje çalışılıyor o projeye uygun olarak bu ekipmanlar dünyanın dört bir tarafına bir kısmı tabi Türkiye’de yerinde gelip ürünü test etmeniz gerekiyor. 

Güneş paneli üretiminde Avrupa’dan öndeyiz

Yıllık 11 bin megavat güneş paneli üretebilecek kapasiteye ulaştık sanayi tesislerimizde. Mevcut üretim kapasitemizin Avrupa’da birinci olduğunu söylemiştim. Türkiye, Avrupa’nın toplamının ürettiğinden iki kat daha fazla güneş paneli üretiyor.

Rüzgârda yine beşinci büyük rüzgâr santrali ekipmanı üreticisi durumundayız. Avrupa’da ve geçtiğimiz yıl 50’ye yakın ülkeye 1,5 milyar euronun üzerinde rüzgâr türbinü ve ekipmanı ihracatı gerçekleştirmişiz. Bu firmaların cirolarının neredeyse yüzde 70’lik, 80’lik kısmı artık ihracat gelirlerinden oluşur hale gelmiş durumda. Yüzde 60-70’ler mertebesinde Türkiye’de yerlileştirmeyi sağladık rüzgâr teknolojisinde. 

Avrupa’nın tek parçalı en büyük güneş santralini (Konya Karapınar GES) yakında açacağız. Burada kullanılan güneş panellerinin tamamı Türkiye’de üretildi. Alan 2600 futbol sahası büyüklüğünde 

Bor madeninde birinci sıradayız

Madencilikle ilgili olarak ara ve uç ürünlü katma değerli ürünlerin üretilmesi konusunda adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Bunlardan ilki bor karbür. 

Lityum ve nadir toprak elementleri bugün belki paranız da olsa alamayacağınız ürünler. Lityum özellikle mobilizasyon, elektrikli otomobil gündeme gelince enerjinin depolanması için sizin lityuma ihtiyacınız var demektir. Dünyada da her yerde bol ve çok bulunan bir ürün değil. Bazı ülkelerde bunlar var. Biz ilk defa teknolojisini de kendimiz geliştirmek suretiyle bor yataklarının içerisinde kalan lityumu geri kazanmayı başardık. Pilot tesisimiz şu anda çalışıyor, inşallah büyük ölçekli üretim içinde önümüzdeki yıl bu yeni fabrikanın temelini atacağız. Böylece iki fabrikada hem Eskişehir’de hem Bandırma’da 700 tona ulaşmış olacağız. Türkiye’nin yıllık ithalat miktarı 1200 ton civarında.

Nadir toprak elementleri de Eskişehir’de bulduğumuz. Dünyada 17 tane nadir element var bunlardan 7-8 tanesini bu sahada bulduk, burada da pilot tesis tamamlanmak üzere. Bunu da endüstriyel ölçekte üretimi içinde önümüzdeki yıl programına alıyoruz.

Madencilikte 20 yıl önce bizim ihracatımız 600 milyon dolarken, geçtiğimiz yıl rekor kırarak 5.9 milyar dolara çıktık. Bu yıl Kasım sonunda aslında 5.9 milyar doları yakaladık yani yeni bir rekor daha geliyor 6 milyar doların üzerine çıkacağız. Burada güvenli ve çevreci bir madencilik sektörü yaklaşımımız var. Gayri safi yurt içi içerisindeki madencilik sektörünün payını da yüzde 1’in altındaydı, şu anda yüzde 1,5’lara çıkarttık ama bizim için bu yetersiz bunu en az iki kat daha artırmamız gerekiyor. Aynı petrol ve doğal gazda olduğu gibi burada da yer altı kaynaklarımızı arayarak ekonomiye kazandırmak arzusundayız.

Bor madeninde dünyada birinci sıradayız, ama 20 yıl önce Eti Maden dünya pazarından sadece yüzde 30 pay alıyorken, bugün yüzde 62’ye çıkmış durumda. Dünyada bilinen rezervlerin yüzde 70’i bizde. Burada pazar lideriyiz. Geçtiğimiz yıl bir rekor kırmıştık ihracatta 1 milyar dolar sınırı aşmıştık. Bu yıl da inşallah bunu 1.25-1.250 milyon dolarla bu rekoru egale etmiş olacağız.