SON DAKİKA
Turizm Pazartesi 13 Aralık 2021 02:50

BEYAZ KUMSALLARIN ADASI – ZANZİBAR

Yıl artık yavaş yavaş sona ererken size doğal güzellikleri ile ünlü, Tanzanya ülkesine bağlı sımsıcak enerjisi ile Zanzibar Adası'na götürmek istiyorum.

Beyaz kumsalların adası – Zanzibar

Tanzanya, Doğu Afrika kıtasında Büyük Göller bölgesinde bulunur.

Bu ülke Serengeti, Lake Manyara, Tarangire gibi ulusal parklarındaki safarileri ve Afrika kıtasının en yüksek dağı olan 5900 metrelik Kilimanjaro Dağı’na yapılan tırmanış turları ile dünya çapında ünlenmiştir. Zanzibar ise Tanzanya kıyılarına sadece altmış kilometre uzaklıkta Hint Okyanusu’nda bulunan Pemba ve Zanzibar Adası’ndan oluşur ve Tanzanya’dan bağımsız olarak yönetilir.

Ada ile ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki ama ben bu yazımda size daha çok adanın doğal güzelliklerinden bahsetmek istiyorum.

Bu güzel ada aslında bir baharat ve meyve adası ve her yerde tarçın, karanfil, vanilya, karabiber, zerdeçal, zencefil, muskat, limon otu, Hindistan cevizi, nutmeg, portakal, envai çeşit muz, ananas, jackfruit, şeker kamışı, limon, tatlı patates, pamuk ağacı, okaliptus ve Tanzanya elması yetişiyor ve yurtdışına satılıyor.

Bu tropikal adadaki ağaçlarda rengarenk çiçekler ile cennet bahçelerini andırıyor.

zanzibar-3

Geleneksel ahşap tekneler

Sabah otelden ayrılıp maun ağacından yapılan ve bembeyaz yelkenlisi olan “Dhow” adındaki geleneksel ahşap teknelere binip Zanzibar Adası’nın o harika denizine açılmak için yola koyuluyoruz.

Teknemizdeki siyahi gençler bize rehberlik ediyorlar. Siyah ten renkleri, bembeyaz göz yuvaları ve dişleri parlıyor, renkli kıyafetleri ve başlarındaki hasır şapkaları kendilerine çok yakışmış ve kucaklarındaki hasır sepetler ve bize ikram etmeye çalıştıkları meyvelerle bir tablo gibi görünüyorlar.

Çok neşeliler ve bize “Hakuna Matata” şarkısını söylüyorlar. Burada yaşayan insanlar aslında çok fakir ve çok ilkel şartlarda yaşıyorlar ama bir o kadar keyifli, mutlu ve güler yüzlüler.

Etraflarına resmen neşe saçıyorlar.

Bu ara Zanzibar Adası kendisine has karakteristik olan kilometrelerce uzunlukta, bembeyaz, pırıl pırıl ve bakir kumsalları için çok meşhur. Adada fazla bir yapılaşma olmadığı için günümüze kadar adanın ve kumsalların doğal yapısı korunabilmiş ve gerçekten eşsiz bir güzellikte.

zanzibar-1

Denizi tertemiz

Adanın denizi de tertemiz. Rengârenk balıklar, çeşit çeşit deniz yıldızları, deniz patlıcanları, devasa ıstakozlar, deniz kestaneleri gibi çok çeşit deniz hayvanı burada okyanusun dibinde inanılmaz zengin bir sualtı dünyası oluşturuyor ve bu nedenle de bu kıyılarda şnorkel yapmak çok keyifli hale geliyor.

Medcezirde de denizin ne kadar temiz olduğunu görmek mümkün çünkü deniz çekildiğinde deniz tabanında sadece incecik kum taneleri, deniz çimi ve deniz yosunları ve şeffaf yengeçler yüzeyde kalıyor. Bir tane plastik atık bile görmemenin mutluluğunu yaşıyorsunuz.

Teknemizle Kwale Adasına gidiyoruz. Zanzibar'ın çevresinde yaklaşık elli tane yerleşimi olmayan minik adacıklar ve denizin ortasında kum tepeleri bulunuyor Kwale’de bunlardan bir tanesi.

Kwale Adası’nın kumsalında geleneksel kıyafetlerini giymiş yerel kadınlı erkekli bir grup ufak tefek tezgâhlar kurmuş ve gelen ziyaretçilere el yapımı yerel takılar, pareolar, ahşap el sanatları ürünleri ve Afrika temalı resimler satmaya çalışıyor.

Küçük bir bahçede egzotik meyvelerden yapılmış içecekler ve ızgarada deniz ürünlerinden hazırlanmış yemekler sunuyorlar. Bir yandan ise yerel müzikler çalıyor.

zanzibar-4

Kwale Kum Tepesi

Adanın arka kısmı ise müthiş yemyeşil sularıyla bir lagüne ev sahipliği yapıyor. Burası gerçekten bir tuali andırıyor. Masmavi gökyüzü, bembeyaz bulutlar, bulutların içinden geçen minik bir gökkuşağı ve lagündeki sessizlik ve doğal kaya oluşumları bize buradaki yüzme molamızda eşlik ediyor. Olağanüstü hoşlukta bir ambiyans var.

Buradan ise Kwale Kum Tepesi’ne devam ediyoruz. Burası Hint Okyanus’un ortasında minicik sadece 1-2 m yükseklikte doğal bir kum tepesi. Tekneden inip bu kum tepesinin önünden denize giriyoruz, güneşleniyoruz. Kum tepesinin etrafındaki denizin ılık akıntıları tenimizi okşuyor. Bu nasıl bir güzelliktir, gerçekten muhteşem bir deneyim.

Buralarda gün boyunca harika bir deniz ve dalış sefası yaptıktan sonra yorgunluğumuzu gidermek için Zanzibar Adası’ndaki dünyaca ünlü “The Rock” restoranına gidiyoruz. Bu restoran denizin içinde kıyıya çok yakın yekpare bir kaya parçasının üstüne oturtulmuş, muhteşem ambiyansı olan özel bir lokasyon.

Günün tatlı yorgunluğunu burada atıyoruz, sohbetler ediyoruz ve restoranın çok leziz deniz ve balık ürünlerini tadıyoruz. Ortam o kadar keyifli ki, insan hiç buradan ayrılmak istemiyor.

Öğünümüzün kapanışını Hindistan cevizinden yapılmış tiramisu, çarkıfelek meyvesinden yapılmış cheesecake tatlısı ve harika bir kahve ile taçlandırıyoruz.

“The Rock” restoranın muazzam tatları, dekorasyonu, keyifli terasları ve muazzam deniz manzarası unutulmamak üzere hafızalarımızda yerini alıyor. Gün olurda buraya yolunuz düşerse mutlaka bu restorana uğramanızı tavsiye ederim.

zanzibar-2

Masai kabilesi bekliyor

Akşam vakti ise otelimize döndüğümüzde Masai kabilesinden bir grubun yerel danslarını sergilemek için bizi otelin önünde beklediğini öğreniyoruz.

Masai kabilesi Kenya ve Kuzey Tanzanya bölgesinde yerleşik olan ve Afrika’nın en tanınmış kabilelerinden bir tanesi. Masailer çok güçlü avcılar olarak tanınır ve besin olarak meyve ve sebzeden ziyade çok çiğ et, çiğ süt, bal ve dana kanı ile beslenirler ve genel olarak çok sağlıklı olarak bilinirler.

Bize gelen grup kıpkırmızı, desenli, şık kıyafetleri, uzun boyları, incecik bedenleri ve yüksek atlayışları ve attıkları çığlıkları ile bizi de aralarına katarak hem şarkılarını söylüyorlar hem dans ediyorlar. Bizim beğenilerimiz onları çok mutlu ediyor. Bize karşı son derece saygılılar ve Masailerin bu görsel şöleni bizim akşamımıza muhteşem bir renk ve enerji katıyor.

Zanzibar Adası burada bitmiyor elbet. Adaya ilişkin daha nice gezilecek görülecek yerler var tabii. Eğer buraları da merak ediyorsanız, bunları size başka bir Zanzibar yazısında detaylı bir şekilde anlatmaya devam edeceğim.

Bu satırları da size yazarken gözümün önüne Afrika’nın o uçsuz bucaksız stepleri, yerel kabileleri, kulağıma seslendirdikleri şarkılar ve arka planda Tanzanya’nın nefes kesici Kilimanjaro Dağının karla kalpı etekleri geliyor.

Afrika o kadar muhteşem bir coğrafya ki, tadına doyum olmuyor.

Dilerim ki sizde belki Tanzanya ile Zanzibar'ı birleştirerek Doğu Afrika’nın bu eşsiz coğrafyasını deneyimleme fırsatı bulursunuz ve bizim de yaptığımız gibi buraları karış karış keşfederseniz ve büyük bir keyif alırsınız.

Ben ise her daim Afrika’nın hayallerini kurmaya devam edeceğim.